kimi yazarlar için 'belirgin açıklayıcılık' ya da 'aşırı detaycılık' bir üsluptur. ancak, bunun da bir haddi-hududu, belli bir sınırı olmalıdır.
bir okur, bir çok şeye tahammül edebilir ama aptal yerine konulmaya asla!
" Efendim, bendeniz kulağı yarımların elli üçüncü oğlu Fikret; Fikret kulağıyarım. Ailemiz tam on üç nesildir bu evde yaşıyor. Ve takdir edersiniz ki çoğunu; neredeyse hepsini demek daha doğru olur-kaybettim. Yok yok! Öyle kaybetmedim! Yanımda dolaştırdığım şeyi kaybetmem! -tabi onların hepsini de yanımda dolaştıramazdım o ayrı bir mesele- mecazen söyledim. kelime oyunu yaptım yani. "
hikayelerin okuyucu ile ilk tanışma anları çok zaman sonuç bölümlerinden daha önemlidir. zira bu bölümde okuyucu, hele ki o yazarın bir hikayesini ilk kez okuyorsa, okunmaya değer olup-olmadığı konusundaki izlenimlerini bu bölümde edinir. yukarıdaki gibi bir bölümle karşılaşıyorsa da çoğu kez okumaktan vaz geçer.
aslında, bu hikayenin tümü okunabildiğinde; kahramanı olan fare'nin çizdiği karakterin bu tip söylemleri fazlası ile yapan, samimi, hatta argoda ' harbi ' şeklinde tanımlanan delikanlı bir yapısının olduğunu anlayacak ve belki de çok sevecektir ama başlangıçta tahammül edebilmesi koşuluyla.
bunun dışında, paragraflar çok uzun tutulmuş. akıllıca bölünerek çoğaltılması, okuyucunun gözünün korkmasını önleyeceği gibi yazara da farklı bir hareket alanı kazandırması açısından yerinde olur.