insanın sporunu , sigarasını , koşmasını , merdiven çıkmasını , yürümesini , kısaca gündelik faaliyetlerini kısıtlayan , düşmanımın başına verilmesini istemedigim bir nefes darlıgı problemi.
2 yaşından 15 yaşına kadar astım-bronşitle boğuştum. çok zor onlar , aylar ,yıllar geçti. geride bıraktım. arkadaşların koşarken heves edip sende başlarsın koşmaya.. ardından yavaş yavaş öksürmeye başlarsın ama takmazsın devam edersin alabildiğne hızla. artık seni koşturmayacak hale gelir. hepsi koşar gider. sen orada boğazının yerinden fırlayacagını sanarak öksürmeye devam edersin. spreyin varsa şanslısın yanında.. yoksa götürülürsün oksijen çadırına.. nefes almanın kıymetini o zaman anlarsın. spor yapmanın kıymetini o zaman anlarsın. koşmanın , oynamanın kıymetini o zaman anlarsın. düzelir eve gelirsin , bir bir öğütleri beyninin en derinine yerleştirmek zorunda kalırsın çünkü şakaya gelmez yaşayacakların. her zaman diken üstündesindir. gidip mahallenin yaşlı adamının bahçesinden erik çalamazsın , tenezzül edemezsin. öyle bir lüksün yoktur. aldıktan sonra enerjinin yettiğince koşup kaçamazsın çünkü. ya da mahallenin veletleriyle bir sokak maçı yapamazsın. terleyemezsin de mesela. terinin sırtına, cigerlerine yapışmaması gerekir. en ufak terde gidip ya sırtına havlu alırsın ya atletini yenilersin. tabii öksürük koması da cabası. velhasılıkerim gercekten zor hastalıktır.