yazarların yitirdikleri aile bireylerinin arkasından sarf ettikleri her kelime, binlerce cehennem fırınının ateşinden daha fazla, daha büyük bir ateşle yanmış yüreklerinden kopup gelmiş kelimelerdir. kimileri ağıt niteliğindedir, kimileri itiraf, kimileri özür. yakınını yitirmeyen bu kelimelerin önemini anlayamaz, ancak prim yapıldığını düşünür. oysa ki paylaşmak olgusu... hani o ölümün arkasından tanıdığınız yüzlere söyleyemediğiniz kelimeler, haykıramadığınız bir ton his var ya, sırf '' metin ol'' telkini yüzünden, işte onları burda hiç tanınmayan kişilerle paylaşmak o kadar metin edici ki...
burada yazılan ''kıllı kürt kızı'', ''adriana lima' nın göğüsleri'', ''sevgilinin porno arşivini silmek'' gibi ottan boktan başlıklardan bin kat değerlidir, yakının ölmesi ile ilgili başlıklar. ha kral ercik, sen bunu anlayamayabilirsin, belki de gerçekten bir yakınını kaybetmen gerekir anlamak için, saygı duymak için, bunların prim için olduğunu anlamaman için...
ama sırf bunu anla diye ölmesin kardeşin.
ama sırf bunu anla diye ölmesin annen.
ama sırf bunu anla diye ölmesin baban.
ölmesin lan işte, ölüm çok zor. kimsenin canının yarısı ölmesin.
bence sus biraz, zira susmak erdemdir. saçma salak düşünceler ile bozma insanların zaten pamuk ipliğine bağlı olan minik huzurlarını.