çok seviyordur lan. allağalla. hadi hazır yazmışken sözlüğe de yapıştırayım..
"lağğn anlatıyorum. *
msm'nin önüne yaklaştık ve biri döndü arkasını. aslında biri işaret etti bizi, onun üzerine döndü arkasını. yoksa çocuk nasıl hissetsin onunla görüşeceğimizi. ya da 4 kişi birden ona bakınca telepati kurdu ve döndü arkasını.. olabilir..
neyse tokalaştık falan sonra senden konuşmaya başladılar buketle. biz de melih, burak ve ben yani toplamında 3 mal olaraktan birbirimize döndük ve kaş göz harketleriyle tayfuru nasıl bulduğumuzu anlatmaya başladık. benim ifadem "hmm.. idare eder. iyi aslında ama tarzım değil." bakışıydı. ama sana yakışır bu çocuk berna. valla bak. sevdim yani ben. neyse oraya sonra gelicem.
sonra burak ve melih de arkalarını dönüp beni mal gibi bıraktılar. işte bir buketlere bakıyorum bir buraklara bakıyorum, baktım ki buketleri dinlemek daha keyifli olacak, dinliyim dedim. senden bahsediyordu, senden bahsediyordu ve senden bahsediyordu. içimiz dışımız sen oldun. artık herkes yüzünü bana çevirdiğinde seni görüyordum. seni anlatıyor seni anlatıyor ve seni anlatyordu. tanımadığım insanlar bana baktıklarında yüzleri sen oluyordun. seni seviyor seni anlatıyor seni hissetmemizi sağlıyordu. bir an için seni tayfur kim ki ! buketten kıskanmaya başladığımı hissettim. hahaha, şaka yapıyorum. neyse, yukarı çıktık. kapının açılmasını bekliyoruz. tabi ki favori konumuz kim ? sen. yine senden bahsediliyordu. telefonundaki resimlerini öpmekten telefonunun bozulduğunu anlatıyordu. ben konuşmuyordum. ama onun sana olan sevgisini görünce dayanamadım. "bok mu var lan bu bernada ?" dedim ahahaha. şaka şaka, 1 sene tahsil yapmış olduğum konu üzerine bir kaç şey söyleme gereği duydum.
ben - sakın özleme dayanamayıp da bırakma onu tayfur
tayfur + imkansız, onu bırakmam... imkansız.
ben - peki
*********
- en azından ondan bir parça karşında duruyor, bu çok güzel birşey tayfur
+ evet yaa !! dayanamıcam sarılcam şimdi !! hıhıhı =))))))
- peki
*********
- güven çok önemli tayfur
+ ya ben zaten... (burada lafını bölüyormuş gibi oluyorum)
- ...peki
sonra kapılar açıldı. koltukların oraya giderken ayrı bir havamız vardı. tayfuru buket, buketi de ben takip ediyordum. kendimi holivud yıldızları gibi hissetmemem için bir nedenim yoktu. şarkı söylüyor, resim çiziyor, spor yapıyor ve vampir günlüklerini izliyordum..
oyun başladı, bazı sahnelerde ağladım. yani cümleler beni çok etkiledi. neyse ara verilince aşağıya indik. sigara içeceklerdi. yine konuşmaya başladılar, ama bu sefer konuştuğu kişi sendin ve "askıım, askım nasılmıısss" diye konuşuyordu. evet. onun sana olan sevgisini gördükçe gülümsüyordum. o seninle konuşurken onu izliyordum. mal bukete de bakıyordum ara sıra, o sırada o sigarasına abanmış olduğundan benim ne yaptığımla ilgilenemiyordu. bir de duyduğu gurul gurul sesler ilgisini midesinde topluyordu..
tayfur seninle konuşuyor ben de onu izliyordum. evet boynu biraz kısaydı neyse ki boyu uzun olduğundan çok da göze batmıyordu. siyah pantolonu, siyah dar tshirtü, siyah şapkası, sol kulağında küpesi ve krem rengi bir botu vardı. uykusuzdu sanki biraz. bilemiyorum. ama adın geçtiğinde gözleri parlıyordu. çocuk arkasını döndüğünde buket "nasıl ?" diyordu gözleriyle. evet biz bakışarak da anlaşabiliyoruz huhu. "ehm" diyordum, bu "ehm" kelimesi bir sürü anlam taşıyordu. evet, idare eder, tarzım değil, cool, iyi, aşık, sevimli sayılır, saçı uzun olsa iyidi, ama bernaya yakışır düşünceleri aklımdan geçiyordu. buket buradan bunu çıkarmış mıdır işte bunu bilemiyorum.
iyi biri, ilgili biri. umarım hiç değişmez ve mutlu bir birlikteliğiniz olur.. bize de bekleriz.. iyi akşamlar.. ahah."
anlamıyor musunuz, insanlar sevdiklerini anlattıkça mutlu oluyorlar. ve o kişi için önemli olmasanız onun için önemli olan kişiyi size anlatmazlar. bu açıdan bakın olaya.