o adamın kol bacakları izmir'den getirilirken karton kutudan düşmüş, sonra hiçbir şey olmamış gibi hastanın eşyaları bunlar denip geri kutuya konmuştur.
böyle dünya'da ilk olacaksak varsın son olsun.
kaldı ki koskoca hacettepe den bahsediyorduk oysa.
yazık. çok yazık. yaşayan adamı eksik organlarıyla da olsa yaşayan adamı öldürdüler.
karton kutuda kol bacak mı taşınır. kargocuya bile versen o şekilde bir gönderi almanız düzgün kutuya koy ne gönderiyorsan diye. bir de dünya da ilk olacaktık güya.
böyle hırs mı olur!?
titizlik muazzam derecede yok.
o hasta bu şartlarda yaşasaydı mucize olurdu zaten.
Tüm bu olumsuzlukların yanında ortaya atılan bir iddia ise gündeme bomba gibi düştü. Sabah Gazetesi'nde yer alan iddiaya göre Akdeniz Üniversitesi'nde ilk yüz naklini gerçekleştiren Prof. Dr. Ömer Özkan ile Hacettepe Üniversitesi'nde Doç. Dr. Serdar Nasır'ın üniversite yıllarından başlayan akademik yarışı, yüz ve uzuv nakillerinde bir hırsa dönüştü. Mezun olduğu Hacettepe Üniversitesi'nde iddialara göre "elitist" grupta olmadığı için dışlanarak ayrılan Prof. Dr. Ömer Özkan ile Doç. Dr. Serdar Nasır'ın Hacettepe'de uzmanlık dönemlerinde başlayan rekabet, Türkiye'de ilk yüz naklini kim yapacak yarışına dönüştü. Hacettepe'den ayrılan bir hocanın Akdeniz Üniversitesi'nde Türkiye'nin ilk yüz naklini yapmasının ardından Hacettepe Üniversitesi ikinci nakil için kolları sıvadı. "Ömer, Türkiye'de ilk yüz naklini gerçekleştirirse biz de dünyada ilk dörtlü uzuv naklini gerçekleştiririz" şeklinde bir hırsa dönüştü.
iMALI AÇIKLAMALAR...
Akdeniz Üniversitesi'nde başlayan nakil sürecinin ardından iki hocanın medya üzerinden birbirlerine dönük imalı açıklamaları da rekabeti gün yüzüne çıkardı. Hacettepe'de gerçekleşen nakillerin ardından medyanın karşısına çıkan Doç. Dr. Nasır, meslektaşı Prof. Dr. Özkan'a gönderme yaparak, "Ben burada One man show yapmıyorum, bizimki ekip işi" demişti. Prof. Dr. Özkan ise, Hacettepe'de yüz nakli yapılan Cengiz Gül'ün basına yansıyan ameliyattan önceki fotoğraflarına bakarak yaptığı yorumda "Eğer bu fotoğrafa göre hasta seçilmiş ise devletin imkânları boşuna kullanılmış demektir" diyerek, Hacettepe'de yapılan ameliyatla ilgili eleştirilerini dile getirmişti.
--spoiler--
daha gelecek olan sağlık sistemlerinden bile haberleri yok.
avmler gibi hastaneler olacak.
paranız varsa hasta olmayı hak edecek ve akabinde sağlık hizmeti alabileceksiniz.
paranız yoksa, şansınız da yoksa bir gün kobay olarak kendinizi bulabilir doktorların hırsına egolarına karşı kendinizi ceset olarak bulabilirsiniz. hatta öldüğünüz için suçlu da olursunuz.
neden mi?
"çünkü hasta riskleri biliyordu"
(bkz: cahil profesor/#14727980)
artık yeni nesil doktorlar böyle. ezberci, her şeyi kitabına göre uyduran, kolsuz bacaksız adama 5 yıl ömür
biçen doktorlar geliyor!..
baksanıza kaç yıldır kolsuz bacaksız yaşayan adama ömür biçmişler:
(bkz: tıbbi hiçbir şey bilmeyenlerin prof kesilmesi/#14728012)
tek suçlu doktorlar değil elbet. sağlık sistemi başlı başına ofsayt.
inanmıyorsanız gidin bir genel cerrahi bölümüne 3-5 hasta ile dertleşin. kaç gün bekletiyorlar, ameliyat sürecinde çektikleri sıkıntıları bir dinleyin.
çiftlikteki tavuklar gibi bekliyorsunuz orada. doktor kesip biçiyor akabinde başka hastaya koşuyor.
hangi doktor böyle olsun ister ki..
ne yapalım her koyun kendi bacağından. herkes verdiği oyların karşılığını alıyor kurunun yanında yaş da yanıyor..