haberini alınca aşkın elçisinden
beyaz atıma binip yollara çıkacağım
ardıma en sert rüzgarları alıp
kör bir kurşun gibi savrularak
sesin hızını aşarak,
hızın sesini kısarak,
her ufkun doğuşunda yüzünün silüetini,
dağların arasında görerek,
beni tüm varlığınla beklediğini bilerek,
kaderin boynunu sevdamın kılıcıyla vurarak,
vuslatın hasretini atımın boynuna sararak,
bir umut akşamı sana geleceğim.
bu sefer ellerimde hüzün olmayacak
gözlerimde yaşta
sana yıllardır karanlıklarda beslediğim
aydınlık sevgilerimi getireceğim
yanında da bir demet papatya
dudaklarımda özlemlerim olacak
ay'ın gözleri dolacak
bulutlar ağlayacak
yıldızlar görebilmek için bizi
birbirleriyle yarışacak.
öpeceğim alnından
gözlerine bakarak
senin için biriktirdiğim
şiirlerimi okuyacağım kulaklarına
bu sefer karamsar olmayacak
tutacağım ellerinden
kırlarda bahçelerde dolaşacağız saatlerce
bir ağacın yanına gideceğiz
adını adımın yanına kazıyacağım
tabiat ana bu sefer kızmayacak
sonbahar yaprakları dökülürken üzerimizden
ağacın kolları altında
bir buse konduracağım dudaklarına
cırcır böcekleri besteleyecek şarkımızı
rüzgar bir koro gibi seslendirecek aşkımızı
bütün kainat mutlulukla izlerken bizi
ruhuma ruhunu,
ruhuna ruhumu ezberleteceğim
susacak bütün cümlelerimiz
gözlerimiz konuşacak bütün dillerde
aramızda kalmayacak anlaşılmayan
hiç bir kelime
hiç bir ifade
ve örtüp gecenin karanlığını üzerimize
uyuyacağız seninle.
bekle...
