Yanıma yaklaştı. Abi mendil alır mısın dedi? Normalde hiç yaptığım bir şey değildir. Ancak kız o kadar masum bakıyor ki. Yanımda kız arkadaşım. Üzerimde de en düşük para 100 tl. Şöyle bir karıştırdım cebimde bir elli kuruş, bir de 25 kuruş çıktı. Ne kadar dedim. 1 lira dedi. O kadar yok dedim. şurada büfe var dedi oradan bozdur dedi. Üşendim. Yok olmaz dedim. O zaman dedi şuradan şundan al bana dedi. Yok kızım, en iyisi ben sana bu 75 kuruşu vereyim mendil sende kalsın başkasına sat dedim. Boynunu büktü peki dedi. Ellerini uzattı. Parayı avuçlarına koydum. Kafasını kaldırdı ben ona sevgiyle gülümserken bir çocuğun gözlerinde görebileceğim en büyük nefreti, ağzından duyabileceğim en aşağılık sözleri duydum. "en sevdiğin ölsün" Arkasını döndü çekti gitti. Ne ben ne kız arkadaşım hareket edemedik, donduk resmen. Başımdan aşağı kaynar sular mı döküldü desem, feleğim şaştı mı desem, içim bir hoş oldu mu desem. Sonra içimi bir tiksinti kapladı. iğrenme duygusu sardı beni. Dişlerimi sıktıkça nefrete dönüştü. Şu an olduğu gibi sıkıyorum dişimi ne zaman aklıma gelse. O gün bugündür mendil satan çocuklardan nefret ederim. O kızı da sonrası yurt yolu üzerimde defalarca gördüm. Her seferinde boğazına sarılma, boğma isteği duydum. Yavaş yavaş azalıyor. Mutlaka içlerinde günahsız, zorla yaptırılan çocuklar var. Ama benim karşılaştığımdaki duygular zorla yapan bir çocuğun duygusu değildi.