Okurken gerçekten Umberto Eco mu yazdı yoksa bir hayalet yazar tuttu da ona mı yazdırdı emin olamadığım, on dokuzuncu yüzyıl entrikasını konu edinmiş roman.
Eco bir kelime dahisi olabilir, sözlük de yutmuş olabilir, ama bu zenginliği, bu sefer aleyhine işlemiş. Bir roman, bu kadar karmaşık örgülü, bu kadar gereksiz laf salatalı olmamalı; edebi teknikler bu kadar insanın gözüne gözüne sokulmamalı. Yazar, bir sayfada anlatılabilecek bir şeyi büyük bir beceriyle on sayfaya kadar çıkarabilmiş, aslında belki amacı buydu. Roman yazmak sadece kelimeleri hoş tınılar yaratacak şekilde yan yana getirmek değildir, heyecanlı bir olay örgüsü, insanın merakını celbeden bir hikaye de bulunmalı. işte bu kitapta bunlar yok. Ayrıca Umberto Eco'yu ilk defa bu kadar önyargılı gördüm. Beklenmedik şekilde nefret dolu bir kitap.
Sanırsam başarılı bir editörün elinden geçse çok daha akıcı olacaktı. Bu haliyle sıkıcı, didaktik ve okuyanını aptal yerine koyan bir eser olmuş. Yine de Umberto Eco çağın edebiyat dahisi sıfatını koruyor. Herkes her seferinde hedefi tutturacak diye bir şey yok. Bu kitabını bir daha okunmayacaklar altrafına kaldırırken, bir sonraki romanı için iyi şanslar diliyoruz kendisine.