the descendants

entry19 galeri video1
    7.
  1. klasik türk filmi havasına sahip bir yapım. net. filme gitmeden önce okuduğum yorumlarda fazlasıyla abartıldığının da farkına vardım izlerken. o yüzden baştan anlaşalım filmi bu zamana kadar okuduğunuz her şeyin dışında izleyin, yorumu siz yapın.

    bu film anca spoiler ile anlatılır. çünkü konu bilindik, dile pelesenk olmuş cinsten. mevzu, filmde konunun farklı yönlerden anlatılması mevzusu zaten. kimse yeni bir şey beklemesin. hadi başlayalım,

    --spoiler--
    hacı george'den beklenmiyecek bi hareket bence bu filmde oynaması. rica minnet olayları falan olmuşsa bilinmez tabi de, çok basit bir film olmuş yani başka nasıl anlatılır ki. tipik. hasta olan eş, onlara bakmak, aileyi düzende tutmak, onlara bakmak durumunda olan koca hikayesi. film güzel olmasına güzel. hele ki o yerlere, müziklere bittim. insanın o denizi falan gördükçe oturduğu koltuktan kalkıp suya atlayası geliyor. hele ki filmi beraber izlediğim arkadaşımın yorumları da aynı doğrultuda olunca "tamam" dedim bi an.

    arsa satma muhabbetlerinin neden döndüğünü sizde benim gibi anlamdıramamış olabilirsiniz sevgili okurlar. filmin sonlarına doğru matt'in satmaktan vaz geçmesi, aileden kalan bi şeylere değer vermesi olarak adlandırdım ben. sizi bilmem. kızlarına sahip çıkma konusunda ben olsam aynı şeyleri yapmazdım dedim zaman zaman. hele o alex yok mu alex ağzını burnunu dağıtıp kolunu bacağını kırana kadar dövesim geldi ne yalan söyliyim. benim kızım olacak, erkek arkadaşı o kadar yavşak olacak, sanki başımda az dert varmış gibi kuyruk gibi her yerde peşimde gezecek. neyse.. alex güzel ama hakkını vermek lazım.

    filmin bu zamana kadar az, öz eleştirilmesi belki de konusundan dolayıdır. çünkü zaten bu zamana kadar bi çok örneği var sinema sektöründe. herkese hitap etmiyor olabilir, doğrudur. yorumlama konusunda tıkanıyor çünkü bi yerlerde.

    filmde "cesed" olarak adlandırılan kadının zamanında yaşanmış olaylarından oluşan hatıralar eklenebilirdi bence filme. matt karakteri zaman zaman düşünceli davranışlarda bulundu çünkü. aldatılma davasını öğrendikten sonra gözünde mutlu anıları canlanabilirdi. filme etkileyicilik katardı bence. kadının devamlı olarak o yatakta yatması, cesed süsü verilmesi, hastalığının bu denli ilerlediğinin söylenmesi pek etkilemedi beni. mutlu anılar olmasa bile kazaya sebep olan (şimdi adını hatırlayamadım ama giderken scottie'nin hareket çaktığı) adamın gözünde kazanın oluşu canlanabilirdi. belki de bunların olmaması filmi sade hale getirdi.

    zevk alarak izledim, güzeldi, hoştu ama sadeydi, kolaydı. her zaman akıla gelebilecek senaryoya sahipti. anlaşılmama gibi bir şey yoktu.
    ama izlenir mi, izlenir. hele ki benim gibi yanınızda çok değer verdiğiniz biri ile izlerseniz, alıcağınız zevk daha da fazladır. unutmayın sevgili dostlar geri getirmeyi istediğiniz anılarınız olabilir. bu duruma düşmemek için sinirlenip arkanızı dönüp gitmeyin. telafisi olmuyor.

    battaniye edit:
    filmin bitişi bence mükemmeldi. örttükleri battaniyeninde kadının üzerindeki battaniye olduğuna adım gibi eminim. mutlu aile tablosu çizme olayı çok güzel anlatılmış. hatta filmin en başarılı sahnesi olduğunu söyleyebilirim.
    --spoiler--
    0 ...