--spoiler--
Carvalhalı eleştiriyoruz, dostlar bize kızıyorlar! Beşiktaş gibi büyük bir takımı hiç kimsenin böyle korkak bir futbol oynatmaya hakkı yoktur. ister Carvalhal olsun, ister babamın oğlu olsun, farketmez!
Tam tamına otuz üç dakikalık Kartalı anımsayın. ilerde Quaresma tek forvet, Almeida yedekte! Gol yememek için savunmasına yaslanan ve zamana oynayan koca bir Beşiktaş!
Gözlerime inanamadım.
Bu skandal otuz üç dakikalık süreçte rakip kaleye atılan tek bir şut, hepsi o kadar...
Pozisyon bulamadığı gibi bir de gol yedi Kartal...
Bazı kesimlerin yere göğe sığdıramadığı Carvalhalın, her ne hikmetse, 33te aklı başına geldi, Necipi oyundan aldı, yerine Almeidayı sürdü.
Sonra mı?
Her şey terse döndü, Beşiktaş gerçek kimliğine büründü. Ürkek futbol yerine cesur oyun ortaya çıktı, önce Fernandes, ardından da Almeida ile iki pozisyon yakaladı Beşiktaş, ikisine de kaleci izin vermedi.
ikinci yarı mı? Braga risk aldı, heyecan bin kat arttı.
Top bir o kalede, bir bu kalede... Zaman tüneline girdik, Valeranga faciasını anımsadık.
Hele son on dakika bitmek bilmedi, gerginlik arttı, Braga müthiş fırsatlar yarattı, atamadı, Kartal takım olarak canını dişine taktı, savaştı.
Neyse ki, korktuğumuz başımıza gelmedi, Beşiktaş UEFA Kupasında 16 takım arasına kalarak, Avrupada gururumuz olmaya devam ediyor.
Evet, Kartal Braga karşısında sıkıntılı bir tura kanat çırparken, tribünleri dolduran binlerce taraftarın ömründen bir parça alıp, götürdü!
Özet... Valla, Carvalhala önyargılı değilim, ama onun iyi hoca olduğunu da bana kimse anlatamaz. Elindeki tek golcü Almeidayı kritik maçta otuz üç dakika yedek oturtan, bir düşünceye, Quaresmanın çıkarken hocasına yaptığı el - kol hareketlerine de karşıyım.
Bir övgü de taraftara... Tribünleri tıklım tıklım doldurdular, geçmiş günlerini anımsattılar, takımın yanında oldular, maç süresince müthiş destek korosu oluşturdular. Bize de onları alkışlamak kaldı.