geçmişten gelmişti, geçmişi düşünmeden.
en azından artık düşünemeyeceğini biliyordu.
bildiklerinin bununla sınırlı olduğunu bilmediği gibi.
fakat geleceğe de gidemiyordu.
arada, şuan da sıkışmıştı.
matrix'i izlemişsindir.
öyle bir yerde kalmıştı ki o,
ne gidebiliyor ve ne de gelebiliyordu.
kapısı açılan her trenden bi yumruk inecekti çünkü ona doğru.
ve düzen bozulup başka bir çıkış olmadığını anladığında,
düşünerek çıkmayı denedi.
lakin tüm bahşedilmiş yeteneklerine rağmen başaramadı.
tekrar ve tekrar deniyordu,
sonsuza kadar düşüneceğini sandığı bir anda,
işte o anda,
evrendeki tüm paranoyaların sınırını aştığında,
mutsuzluğundan mutlu olmasını öğrenecekti.
sonsuzmuş gibi sandığı bir süreçti bu.
ona sonsuz, başkalarına an kadar kısa gelen.
ve sonra lavaboya,
işemeye gitti.
lavaboya işeyecekti.