yazık..yıllar boyu militarist bir düzenle zor şartlar altında henüz 14 yasında ailenden ayrı olarak eğitim gör, göreve başlayınca sistemin tüm çarpıklıklarına rağmen vazifeni gözünü kırpmadan ülkenin doğusunda batısında sürdür, yeri geldiğinde o da senın gıbı bu ülkenin vatandaşı olan bir bireye her cesit tehdide karşı kalkan olmaya hazır ol ve gerektiğinde bu uğurda canını ortaya koyarak bir ilçenin sorumluluğunu yürütmeye başla. sonra da itin teki gelsin hiç uğruna seni harcasın. arkasında bıraktıklarını düşünmek bile istemiyorum.. amerika'da olsa şöyle olur böyle olur diyenlere yaşadıkları ülkenini türkiye olduğunu hatırlatmak istiyorum. malesef bizim polismizin meşru müdafa haricinde kendisine silah kullanılana kadar kullanmaya kanuni olarak hakkı yok. yani böyle bir durumda uzlaşma yoluna gidilirken adam silah çekti diye tutup şakağından vuramazsınız. vurduğunuz takdirde yarınki gazetelerin manşetinde 'polis kurşunuyla öldü', 'katil polis' manşetlerini görürsünüz. akabinde de bu şerefsizi vuran polislerin alcağı cezaları.. büyük ihtimalle önceki tecrübelerine dayanan emniyet müdürü olayı en az zararla kontrol altına almak istemiştir, zira psikopatın benzinliğe sıkacağı tek kurşun ölü sayısının onlara ulaşmasına neden olacaktı. boşu boşuna bir şehidimiz daha oldu. hülasa bir ilçe emniyetsiz, bir çocuk babasız, bir eş kocasız kaldı. allah rahmet eylesin