birinci sınıftayken komşu çocuğuyla aynı sırada oturuyorduk. okul daha yeni açılmıştı. arkalara doğru da bir kız ve bir erkek aynı sırada oturuyordu. ben etrafa göz gezdirip, bakınıyorum. o sırada en arkaya doğru başımı çevirdiğimde, beyaz tenli, sıska, çirkince bir şey olan çocuğu (hani şu kızın yanında oturan çocuk) gördüm. yıldırım çarptı, kalbim küt küt atmaya, nefesim kesilmeye başladı. aşık oluyordum, hatta olmuştum bile. sonraları sınıfın piçleri onuru sevdiğimi öğrendi. ümit hocanında sınıfta olduğu bir gün, onurun gözleri önünde, onura olan aşkımı ilan etmişlerdi. onur, o kadar duygusal bir çocuktu ki; önlüğünün cebinde bulunan mendili çıkarıp, burnundan akan sümüklerini sildi. o gün, o salya sümük ağlayışını görünce soğudum ondan. oysa ki ben seni diğerlerinden farklı görmüştüm onur... olmadı bu.