Üniversiteydik. Bir arkadaşımız vardı sürekli ingilizce hocasını anlatırdı.. Söylenene göre Adam 55 yaşındaydı ve belden aşağı şakalar yapıyordu ve güldürüyordu...
hayatından parçalarda anlatırmış..
Aldığı paranın ancak ekmek parasına yettiğini fakat bundan yakınmadığını söylermiş.. çünkü eğitmeyi seviyordu
Söylenene göre bu adamın annesi babası ayrıymış... Fakat norveç konsolosluğunda büyütülmüş.. Çünkü oradaki başkonsolos şükrü hocayı 20 yaşında trafik kazasında ölen oğluna benziyormuş..
bi süre büyütüldükten sonra üniversiteye kadar gitmiş. Fakat sonra geri dönmemiş konsolosluğa..
Hoca evlenmiş çocuğu olmuş fakat çocuğu ölmüş.. Sonra askere gidince subay olmuş çünkü yabancı dil biliyordu+konsoloslukta büyütülmüştü.
Şükrü hoca askerden kaçmış fakat 2.çocuğu doğunca gitmiş teslim olmuş... Sonra bingöle sürülmüş..
Bingöl'de çatışmada kucağında bir asker ölmüş...
Sonra evine dönmüş fakat istediklerini başaramamış... Hırslanmış. Kitabı açarak son model arabaları göstererek:BEN BUNLARDAN ALAMADIM AMA HOCA OLMAYI BAŞARDIM!!! diyormuş..
bunları anlatırken hiç gözleri dolmuyormuş fakat biz dinlerken ağlayacaktık neredeyse...
Sonra bir süre sonra 62 yaşında vefat ettiğini öğrenince mezarını ziyaret ettik.