ilk kez kız istemeye gittiğimiz an.
evet evet yanlış duymadınız. ilkokula başlar başlamaz daha okuma yazmayı öğrenemeden kız istemeye gitmiştik.
ah seda ah. bacak kadar boyuyla aklımı almıştı. sanki ben çok büyüğüm. su yeşili gözler, altın sarısı saçlar. of ki ne of. o zamanlar daha kamışa su inmediğinden farklı şeyler düşünemiyoruz tabi. neyse, son derse girmeden önce yanına gittim. elini tuttum. heyecan falan yok o zamanlar. "ben seni çok seviyorum" dedim. o da aynı şekilde cevap verip yanağıma bi öpücük kondurdu. "evlenelim o zaman" dedim. "peki olur" dedi. evlenmeye karar vermiştik.
okul çıkışı tuttum elinden bizim eve getirdim. babam kapıyı açtı. şaşkın bi ifadeyle "hoşgeldiniz, girin içeri girin" dedi.
asıl şoku yaşamamıştı daha. çantamızı, beslenmelerimizi, suluğumuzu boynumuzdan çıkarıp içeri girdik.
"baba biz evlenmeye karar verdik, öp seda babamın elini" dedim.
evde bi kahkaha patladı. annem - babam gözlerinden yaş gelene kadar gülüyorlardı. çocukluk işte "sevinçtendir" diye düşünüp mutlu olmuştum.
babam daha sonra bu işlerin böyle olmayacağını söyleyip, öncelikle kızı istememiz gerektiğini anlattı. o kadar detaylı anlattı ki ikna olduk ikimizde. sonra seda' yı evine götürdü babam. ama gelişi baya gecikmişti. kızın ailesine durumu anlatmış. tabi onlarda başlamışlar gülmeye. bizi üzmemek için anlaşmışlar.
kız istemeye gidicez. o yaşta öyle günlerde giyilebilecek bişeyim yok. tutturdum takım elbise diye. aldık yaptırdık boyunu falan. şu an gözümün önüne geldi de çok komiktim ya. çiçek çikolata faslını da hallettikten sonra gittik.
heyecandan dizlerim titriyodu.
çok iyi karşıladılar bizi. içimden "oldu bu iş" diye sevindim. babam çok geçmeden girdi konuya. o sırada kıpkırmızı olmuşumdur heyecandan. kalbim duracak gibiydi. saflık, çocukluk işte. o kritik cümle kuruldu.
"efendim sebeb-i ziyaretimiz belli. çocuklar birbirini görmüş beğenmiş, allah' ın emri peygamberin kavliyle kızınızı oğlumuza istiyoruz"
ters bi cevap gelecek diye korkumdan resmen gözlerimi kapadım bekliyorum.
el cevap;
"madem çocuklar birbirini beğenmiş, bize evet demekten başka birşey düşmez. ancak tek ricamız var. önce okul bitsin. daha sonra evlensinler"
babam bana sordu "oğlum bak ne diyorlar, sen ne düşünüyorsun?" diye.
mantıklı gelmişti bana "tamam" dedim.
seda' da "tamam" dedi. içime bi mutluluk, bi coşku dolmuştu. evlenecektim.
bu mutluluk uzun sürmedi ama. en azından seda açısından. başka sınıfta "melike" diye bi kızla tanıştım. basit bir silgi kavgası çıkarıp seda' nın beni terketmesini sağladım.
babam seda' yı sorduğunda, "adını duymak istemiyorum, düğün iptal, biz ayrıldık" diye hava yapmıştım.
hala görüşürüm seda' yla. aklımıza gelir güleriz sürekli. ne günlerdi ya.