yavaşça doğruldu salonun tam ücra köşesindeki içinde bir kaç içkinin bulunduğu dolaba doğru yavaşça yol aldı. aklında geçenleri ve içinde hissettikleri çok farklı şeylerdi. hayatta kendi için yapmak istediği şeylerin birçoğunu yapamamıştı aslında. belkide hayattan daha çok şeyler bekliyordu ama olmamıştı işte. yine aynı yerde hergün olduğu gibi karanlıkların içine gömülmüş ve yalnızlığıyla başbaşaydı.
yavaşça bir kadeh alıp içkisini doldurdu. cebinden içinde birkaç dal kalmış sigarasını çıkardı. alevleyiverdi. insanların bir adım daha kendinden uzaklaşışını izledi, yavaşça. ellerine baktı. hiçbirşeye sahip olmamanın verdiği hüzün ve yalnızlığın verdiği derin karamsarlığın içindeydi. koltuğuna geçti. karanlıkların içindeki adam. yeniden...
aslında karanlıkta oturan adam hepimizden bir parça, içimizdeki derinlerdeki adam.