"demokrasiden yoksun" diye lafa girmek çok klişe olsa da en doğru olan aynı zamanda.
bilirkişi raporlarının çarpıtıldığı, anti-demokratik, çağ dışı, faşizan, şoven vb.
ne beklenirdi ki zaten? adalet sadece mülkün temeli ve mülkü olanın temeli. mülksüzlüğe boyun eğmeyenin beraati olmayacak, adaletçiler ise burjuvaziden yana olacak.
evet evet bu bir ön yargı değil, alışılmışlığın ta kendisi!!!
-güler zere ve bir çok hasta tutsak bu adalet yüzünden can vermedi mi?
-hala toprak altında faili meçhul cinayetlerin sonucu olan insan cesetleri yok mu?
-hrant dink'in katilleri bu ülkenin adaletinde suçsuz görülmedi mi?
-hizbullahçı katiller dışarıya salınmadı mı?
kimin şimdi bu adalet?
en olmadı hangi ideolojik güç iktidar da ise ondan taraf, yerine göre sosyal demokrat, yerine göre neo-liberalist!
asla halkın yanında olmayan, ülke yürütmesinde de demokrasiyi yok sayabilen bir kuruluş aynı zaman da ülkemizde. (adını söylemek risk içerir buralarda)
uzun lafın kısası, biz düzeni değiştirmedikçe, bizi yutmak isteyen bir adalet, bir de tecrit olacak! bazen kaza kurşunları, bazen kör pusular.
bugün kürt olmanında, kemalist olmanında suç olduğu dönemlerden geçiyoruz.
iki durumda birbirine ne kadar zıt olursa olsun, yok edilmek ve tek bir güç oluşturmak isteniyor ve islam diktası kuruluyor.
biz gelişen olanı geliştirmek istemeliyiz...
biz gelişen olana gelişme katmalıyız...
gerileme ey halkım.
yaşat bu ülkeyi.
halklar ölmesin, demokrasi ve sınıf bilinci yücelsin.
bizde özgür olan ülkede, hürriyeti olan halklarla kardeşçesine yaşayalım.