yazmaycaktım tutamadım. ama gülemeden de duramadım.
--spoiler--
hiç litvanya'ya letonya'ya gitmemiş olsak yutacağız.
--spoiler--
letonya'da ablam 3 yıl okudu. ve o baltık ülekeleridneki nefreti ben de buraya getirdiği arkadaşlarından bizzat dinledim. özellikle beyaz rusya'da ders kitaplarından fıkralarına kadar herşeyiyle sovyetlerden nefret ediyorlar. bu nefret sovyetlerle birlikte ruslara da karşı. ve orta asya ülkelerinde bir çok din adamı başta olmak üzere devlet adamları da sebepsiz yere tutuklandı. bunun kanıtları tarihi belgelerde zaten var. ayrıca orta asya'daki şehir adları dahi ruslaştırıldı ki sen gelmiş çocuklarına istedikleri isimleri verebiliyorlardı diyorsun. işte asıl buna gülerim biraz tarih oku. daha bugün tkp li arkadaşlarımla görüştüm onların yarısı olsan keşke * ayrıca orta asya ülkelerinde resmi dil dahi rusça idi. sadece dağılmdan önceki bir kaç yıl içinde özbekçe, kırgızca adı altında türkçe'nin farklı ağızları resmi dil ilan edildi. ve şehir adları da yeniden türkçe'ye çevrildi.
herşeyi güllük gülistanlık yazmışsın öyle olsaydı sovyetler berlin duvarını örmek zorunda kalmazdı. insanlar batıdan doğuya göç ederdi. ya da istanbul boğazından gemileri geçerken mürettebat denize atlayıp kıyıya yüzmezdi. 1970 lerin milliyet'ini arşivden oku haberleri görürsün :D:D
yazık yemin ederim bu ülkede herkes kendince bir tarih uyduruyor. kazakistan'ın %40 nın rus olması dahi sovyetlerde emperyalist uygulamaların olduğunu gösterir. çünkü rusya'da hiç bir yerde türk nüfusu %40 değil. bugün aynı şey bir başka komünist olduğunu söyleyen ülke çin tarafından doğu türkmenistan'da yapılıyor. 60 yıl önce bölgedeki çin'li nüfus %1 iken %40'a çıkmış durumda.
Bölge halklarının dillerindeki bozulmalar da emperyalizm ve asimilasyon çabalarının bir sonucudur. orta asya türkleri için en başta latin alfabesi uygun görülmüş ama daha sonra kiril alfabesi seçilmiştir. neden mi? çünkü türkiye'de kurulan yeni cumhuriyet de latin alfabesini kullanmayı uygun görmüştü. aradaki kültürel bağları koparmak için yapmaları gereken alfabeyi yeniden değiştirmeleriydi.
inanmayacaksın çünkü algıların kapanmış bugün şu toplumların haline biraz bakan bunu anlar zaten. ama devam edelim.
j. stalin bunlarla da kalmayacaktı. bölge halkını kendi bağlarından daha da koparmak için, gılgamış, şeyh şamil, manas gibi destanları tarih kitaplarından kaldırttı. dede korkut hikayeleri dahi damga yemişti. sayısız düşünür j. stalin ve komünist parti hayallerine, ruhuna uygun olamdığı için ya öldürüldü ya da sürüldü. Türkistan genel valisi Dukhovski Rus harbiye nazırına yazdığı mektupta "Türkistan'da resmî organ olarak bir Müslüman idaresinin kurulmasına müsade edilemez. Çünkü böyle bir hareketin bütün müslümanlaı birlik halinde biraraya toplaması mümkündür" diyordu. j. stalin'in türk köylerinin katli mektubuyla birlikte bu mektup da resmi şekilde yayımlandı arşiv numarasını da biraz daha cehalete devam edersen vereceğim. tüm bu çabaların sonucunda çoğu insan kendi dillerindn vaz geçip rusça'yı benimsedi. Cami, mescit ve medreseler eski kalıntı denilerek yokedildi. 1929 yılma kadar Türkistan 14.000 cami. mescit ve medrese vardı. Halen bunların hepsi ya yıkılmış ya kapatılmış depo, ahır, garaj, kulüp ateizm müzesi veya oturma yeri haline getirilmiştir. 1929'da dinî yazıların basımı ve yayımı kanunla yasak edildi, 1936 yılına kadar polis Kur'ân-ı Kerim'leri topladı ve büyük bölümünü yaktı.
bu sadece islamiyete karşı değil hristiyanlığı da karşıydı. bütün dinlere savaş açmışlardı. güya insanlık adına yola çıkmışlardı.
sana Türkistan' ın meşhur sesi Dedehan Ağaoğlu'nun esir Müslüman Türklere hitaben yazdığı "UYANIN" adlı şiirini hediye ediyorum.
Ben yeter yav haddın aştı sebr-u taket kalmadı.
il ulusta din-u iman-u diyanet kalmadı.
Feyz feragat kork letafet ne melahat kalmadı.
Kozgalıng (uyanın) ey ehli mümin yavga karşı kozgalıng...
hala devam edeceksin dimi * eee ne de olsa cahile laf anlatmak sanattır. benim de sana sabretmem büyük başarı ama benim amacım sana laf anlatmaktan çok şu nickaltına gelenlerin neyin ne olduğunu görmesi...
ee hala amerika'nın uydurduklarına inanıyoruz. ya da tarihi belgelerin ve sosyolojik göstergelerin ortaya çıkardıkları sonucu anlatıyoruz da anlamak istemeyenler böyle söylüyor.
bu yazı aşağıdaki isimlerin anısınadır. orta asya'da öldürülen ve sürülen aydınların bazıları.
-------Maşrık Elbek-Sancar Asfendiyar. Kaygısız Atabeyoğlu, Ahmet Baytursun, Sultan Hocam, Feyzullah Hoca--------