sobalı evde büyüyen çocuk

entry1106 galeri
    599.
  1. hele bir de kalabalık bir ailesi varsa çok güzel ve mutlu bir çocukluk geçirdiğini gösteren çocuktur. 18 yaşına kadar böyle bir evde yaşamış, 4 kardeş olarak büyümüş bir insan olarak belirtebilirim ki çok büyük fark yaratır insanın kişiliğinde. sohbet etmenin zevkini tadarsın. insanın yüzüne bakıp mimiklerle, gözlerle, gülüşlerle bazen de göz yaşlarıyla, endişeli bakışlarla o anki duyguyu paylaşmayı öğrenirsin. o yüzden sadece bir bakışıyla bir insanın derdi olup olmadığını hemen anlarsın. çünkü insanı keşfedersin.

    sobalı evde yaşamak aynı zamanda bir mahalle kültürünü gerektirir. kışın komşu annenizin veya komşu babanızın(ben hep böyle diyerek büyüdüğüm için komşu demek soğuk geliyor) evinde kömür, odun bittiğinde veya tam tersi durumda 1 torba kömürünü, 1 kova odununu paylaşmaktır. zor durumlarda paylaşmayı, yardım etmeyi öğrenmektir sobalı evde büyümek.

    yoğun bir kar yağışında tüm mahalle kadın erkek çocuk demeden oynamaya çıktıktan sonra komşularınızla birlikte o sobanın yandığı odaya geçip oturup sohbet etmek, gülüşmelere devam etmektir sobalı evde büyümek. tabi o sobanın üzerinde siz oynarken demlenmiş çayı içerken...

    kışın ilk kar yağdığında hele hemen tutmuş olan bir karsa o heyecanla teraslardan birbirine kar topu atma olayından sonra hemen üşüyen ellerini ısıtmaktır sobalı evde büyümek.

    güğümde ısınan suyla annenin seni yıkamasıdır sobalı evde büyümek.

    yazları uludağa gidip çuval çuval kozalak toplamaktır, ve o anları yaşamana neden olandır sobalı evde büyümek. hep birlikte kozalak toplarken eğlenmek, zorla halat götürtüp salıncak kurdurmaktır anneanneye. ekmek arası peynir, domates ile birlikte karpuz yemektir o güzelim uludağ ormanlarında...

    toprak tencerede, sobanın üzerinde pişirilmiş kuru fasulye yemeğini yemektir, bu tadı hayatında tadabilmektir sobalı evde büyümek - ki bu tadı hiç bir şeye değişmem. bir de bu evde bir sabah kahvaltıları yapılır ki gerçekten çocukluğundan kopamamanın sebeplerinden biridir. yer sofrası, etrafında 6 kişi, annenin mükemmel donattığı sofra ve kızarmış ekmek...bir insan bunu yaşamamışsa gerçekten çok şey kaçırmıştır.

    anneannemin uludağdaki evinde de soba var. gittiğimizde ihtiyaç olunduğunda yakılır hatta bir kere sırf kızarmış ekmek için yaktırdığım bile vardır yazın ortasında. ama o çocukluk zamanlarındaki gibi tatlı değildir o anlar. çünkü sen zevk için artık sobayı kullanıyorsundur, hayatında değildir...

    çok farklıdır be sözlük çok...
    0 ...