filmi kaçak göçek ilk izlediğimde ingilizce altyazılı almanca idi. hitler'in bu kadar çökük gösterilmesini seslendirme ile çözselerde amacı anlayamamıştım. ancak führer'in, tüm dünyanın haykırdığının aksine, azılı bir katil, bir psikopat değil, çağın gereklerini uygulayan demirden bir lider olarak yansıtılması bir nebze beni gerçekçiliğe itti. zaten gerçek konulu filmlerde tüm duyguları yansıtamazsanız epik bir masaldan öteye geçemezsiniz.
hitler konusunda kapitalist veya komünist propogandanın bize emrettiğinden farklı düşünüyorum. bakın henüz neo-nazi olmadım, sadece milyonlarca insanın ölümünü bir tek adama yüklenmesi beni şüphelendiriyor. ayrıca bu kadar dürüst, halkına düşkün, içki bile içmeyen, karısını aldatmayan ve yalan söylemeyen bir savaş kahramanının bu denli şeytani olmasını aklım kabul etmiyor. elbette nasyonal sosyalizm fikrinin sert ve radikal olması muhtemel. zaten hristiyanlığı bile bir bakıma kendilerine uyarlamış * alman ırkından; teutonic devirlerden beri avrupanın en kaba ırkından, beklenecek davranış da budur. askerlik, emekçilik ve milliyetçiliğin almanca dışa vurumu ancak nasyonal sosyalizm olabilirdi. bu doğadan bir celaleddin rumi'nin çıkması cidden zordur. alman ırkından çıkan filozof ve sanatçıların bile doğasında bir miktar hayvanlık mevcuttur **. sanat diyoruz altını çizelim.
aradan geçen yıllar fikirlerimi destekleyerek beni hafiften bir hitler meraklısına dönüştürdü. filmi de bu yüzden yeniden yorumlama ihtiyacı duyarak izledim. belki de bu filmin amacı dünyaya farklı gözle bakmamızı kolaylaştırmaktı. açıkçası bu konuda başarılı da oldu. ve şu aforizma ister istemez dilime dolandı.
--spoiler--
bize ısrarla söylenen şeyler genellikle daha doğru bir şeyi gizleme çabasıdır.
--spoiler--