bahab

entry2 galeri
    1.
  1. Efendim, "TDK sözlük" bu kelime için buraya yönlendirme yapmış bende biraz daha ayrıntılı birkaç cümle kurayım dedim.

    Bahab (alıntıdır) :

    "Beklenmeyen ama belki uzun zamandır düşü kurulmuş, belki önceden hayal bile edilmemiş bir karşılaşma anından duyulan geniş ve derin sevinç. - Zıtlıkların karşılaşması, ani süprizler."

    metis ajanda 2012 -olmayan kelimeler adlı kitapçığının 25. sayfasında "bahab" a örnek olarak baudelaire'nin bir şiirinden alıntı,

    doğa bir tapınak, canlı direklerinden
    anlaşılmaz sözlerin yayıldığı yer yer;
    insan orda simgeler ormanından geçer
    bildik bakışlarla gözlenirken derinden.

    (çev. sait maden)

    Bir örnek de benden:

    Bir sahildesiniz, sonbaharın ortaları ve siz uzak bir şehrin sakin mi sakin kasabasında, yüz kıvrımlarınızda dolaşan, avuçlarınıza ve dirseklerinize dokunarak geçip giden denizin yumuşak dalgalarının soluğunda ufka dalmış bakmaktasınız. Bulutlu ve serin havalar yüzünden kimseler gelmemektedir artık bu sahile. Başını -ufka yaklaşan- güneşe çeviriyorsun. içinden -aniden- gölge gibi bir duygu geçiyor o anda. Sen de anlamıyorsun önce. Sanki, güzel bir şey, fakat gizlediğinin ürperiliği, sende tanımlanamaz bir çekicilikle birlikte, mis gibi kokan bir şiltede uykuya dalma hissini de dizlerinden göğsüne kadar sarmakta seni. "Bir şey..." diyorsun. "Kilometrelerce uzağa kaçmamı, beni buraya, bu sahile kadar çeken bir şey olmalı... Ama... Sadece bir rüya olmalı bu his" Milyarlarca olasılık bir insana neredeyse herşeyi yaşatabilir, diye düşünürdün uzun yıllar evvel. Fakat artık böyle şeylere inanmıyordun. Ta ki bugün anlaşılmaz fakat tanıdık kalp atışlarının hızlanmış ritmi seni düşünmeden buraya kadar getirene kadar. Güneş yarıya kadar batmıştı. Gittikçe hava daha da serinliyor, dalgalar hırçınlaşmaya başlıyor. Olmanın ve olmamanın arasında ince bir çizgi vardır derler. O çizgi ki... Bir nefes... Soluk... Dalgalarınınkine hiç benzemiyor... Korkuyla geriye dönüyorsun güneşin yarıya kadar batmış görüntüsünden çekerek gözlerini. inanılmaz, muhteşem, kalpleri durduracak kadar rüya, kabus... Alev gibi saçları hemen önünde neredeyse yüzüne değecek kadar yakın, gözleri parıl parıl derin bir okyanus, o okyanus rengi gözleriyle aydınlanmış yüzü, ince derisiyle mermer bir antik yunan heykeli kadar kusursuz üstelik... Hayalin ve gerçeğin, rüyanın ve uyanıklığın, dünyanın ve cennetin, maddenin ve ruhun... Yüzünde son gün ışıkları. Kim olduğunu ve nerede olduğunu bilemeyeceksin hiç bir zaman. O var mıydı, yok muydu? Bilmiyorum... Ben de bilemedim...

    işte o an bir bahab yaşamışsındır...
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük