çok yorucu lan. 8. kez taşınmaya şahit oluyorum anladım ki kısa mesafeli taşınmalar daha yorucuymuş.
fakat işin içine komşu yardımı girince eğlenceli hal aldı.
evin yolunda 8 kadın ellerinde poşetlerle apartmana girince, dul herifler cama çıktı, bakkal amca gazoz ısmarlamaya kalktı biraz daha kalabalık olsaydık olay dullar partisine dönecekti fakat benimde yaşım tutmuyor zaar.
tabi bu taşınma mevzusunda çekmecelerde, bazaların altında çıkan eşyalar ilgili anılar derken iş uzadıkça uzuyor. hoş beş zaman geçerken çok mühim meseleye geldi. kur'an ı kim taşıyacak. herkesin eli dolu, benim bir elim boş. tedirgin gözlerle aldım poşete koydum ve birden 4 hatun "hayıııırr!" diyerek çömeldi, bende "hoop" diye bağırdım. neymiş efendim kutsal kitap belden aşağı kısımda durmazmış günahmış, fiyuuvv...
neyse kur'an ı zübeyde ablaya verdik, boyu tam belimize kadar olduğu için elinde taşıdı o mevzuyu içime attım.
herkesin karnı aç bütün gözler bana dikilmiş, domestik yanımı hiç belli etmemeliydim diye homurdanarak mutfağa gittim. evde ne vardıysa * onla harikalar yarattım.
tabağımda bi kaç patates kızartması bıraktım ordan nurdan abla: " yapmaaa evladım etme evladım kısmetini tabağında bırakma bak sonra üzülürsün vikvikvik" diye anlatırken tabağımda bıraktığım patateslerin hangisinin zengin, mühendis ya da doktor kocayı temsil ettiğini düşündüm.
tabakta kısmet bırakmayın hanımlar beyler, mutsuz evliliklerin sırrını nurdan abla çözmüş kulak verin lan.
yorulduk ama sonunda yeni evimden yazıyorum sana sözlük. bugün öğrendiklerimde bana ibret ve kazanç arasında bir noktada eğlence oldu. agnostik bünyemi bir kez daha sevdim.
eşyalar yerleşecek yarım edecek sevgili caaaağğnım yazarlar bekleriz efem.
(bkz: el atmak)