başlık sınırlamasına takılmadan önceki başlığın hali tam olarak şu şekildedir.
'' karması troll olan çok ünlü bir yazarı hunharca fofeynklemek ''
evet efendim...
bugün özel mesaj yoluyla ismini vermek istemediğim bir yazardan aldığım oldukça bekaretsiz bir teklifinden sonra yapılan hede.
dün sabah erken saatlerde, üst komşunun su borusunda gelen büyük bir gürültüyle uyanıverdim. uykumu böldükleri için oldukça sinirlenmiştim. üst komşunun yeni evlendiği hanımını hedef alan bir takım çirkin küfürler savurdum yüksek sesle.
hülasa biraz sakinleşmek için yüzümü yıkamadan sözlüğe girdim.
o da nesi!! özel mesaj hanem gün ışığı gibi parıl parıl parlamaktaydı.
hemen tıklayıverdim.
ismini vermek istemediğim yazardan gelen mesaj aynen şu şekildeydi.
--spoiler--
sevgilim yok, hiç de olmadı. entrylerine bakılırsa kaslı, iri penisli ve damarlı dindar birisine
benziyorsun. ateşim cehennem azabı gibi çetin boyutlara ulaştı :(
beni hoyratça fofeynklemeye ne dersin ?
--spoiler--
bir an donakalmıştım. kararsızdım... cevap yazmadan önce uzun parliament marka sigarama uzandım ve bir sigara yaktım. bir yandan oldukça eşcinsel boyutta,bekaretsizce bir günahla yüzyüze kalabilirdim, diğer yandan über müslüman dindoş kardeşimin bir darlığını giderme konusunda büyük bir sevap kazanma fırsatı da olabilirdi bu.
hemen zekeriya beyaz hocamı aradım, fikrini aldım ''ameller niyetlere göredir'' dedi.
bu fetvada aradığım cevabı bulmuştum.
özel mesajına;
evet sevgili dindoş kardeşim tam tahmin ettiğin gibi kaslı, damarlı kelle hariç yirmi cm' si olan birisiyim. hislerine sana doğru yolu göstermiş, ateşini dindirmeye seni sikintindan kurtarmaya geliyorum inşallah, adresini ver dedim.
avcılar denizköşkler de metruk bir binanın adresini verdi hemen.
50 nc kapalı kasa kamyonetime atladığım gibi, verilen adrese gittim.
verilen adrese yetiştiğimde kapıda, sandaletlerini sıvazlar vaziyette beni bekler halde buldum kendisini.
bir takım özel toplantılar için hazır tuttuğum kamyonetimin kasasının kapısını açtım usulca davet ettim kendisini içeriye,
allah için çok çirkin, cılız kara kuru bir herifti, ama sevaptır diye bir kere kabul etmiş bulunmuştum. sözümden dönemezdim artık...
kendisini hafifce öne eğdim leke jeans marka kumaş pantolonunu hafifçe sıyırttım. ve kendisin hunharca fofeynkledim.
çığlıklarının avcılar sahil şeridinin en ucundan duyulduğuna yemin edebilirdim. işim bittiğinde hareketsiz yatıyor,keyfin verdiği hezeyan dalgasıyla bana belli belirsiz mırıltılarla dualar ediyordu.
bacakları ayrık ve ağır hasarlı olduğu için hareket edemiyordu, ve ben yoğun bir insandım işim gücüm vardı, daha nice sevap işleme fırsatı beni bekliyor, telefonum; '' tedbirsiz nerede kaldın canım, gel ve beni doyur'' minvalinde kızların mesajlarıyla dolup taşıyordu bile.
hareket edemeyeceğini anlayınca kendisini avcılar sosyal tesislerinin yakınındaki çöp konteynırının yanına bıraktım, bırakırken alnına bir öpücük kondurdum.
ben oradan ayrılırken, hareketsiz yüzünde minnetar bir gülümsemeyle sessizce hoşçakal diyordu...