devlet eliyle çağdaşlaşmanın mümkün olmaması

entry13 galeri video1
    9.
  1. bazılarının dünya algısı 780.000 kilometre kareyi aşamadığından, siyaset bilimi teorilerini, siyasi tarihi bilmediğinden veya bilmek istemediğinden , televizyondaki tartışma programlarından kaptığı bir iki argumanla kafasındaki kemalizm karşıtlığına cuk diye oturan bir teori keşfettiğini sanması dolayısıyla oluşan öngörüdür.

    Devlet eliyle çağdaşlaşmanın mümkün olacağı gibi tam tersi durum da söz konusudur.

    devleti kurumsalcı bir bakışla irdelersen devletin yeri geldiğinde toplumlara şekil verdiğini, verebilecek gücü olduğunu görürsün.

    eğer devleti bağımlı değişken olarak alırsan devleti sivil toplumla entegre bir şey olarak görürsün ve zaten orada devlet toplum iç içedir.

    şimdi gelelim katibimden'in varmak istediği noktaya. Kemalist devrim bir çok alanda tepeden inme de olsa topluma şekil vermiştir. o süreç de zaten kemalist devrimle değil, kanımca üçüncü selim veya ikinci mahmut döneminde başlamıştır. yani yüz yıllık bir birikim söz konusudur. Şapka gibi küçük etkilere sahip ve o dönemin koşulları neticesinde oluşmuş olaylar yerine; etki alanı daha geniş ve zamandan görece bağımsız sekülerlik, hukuk reformu, kadın hakları gibi çağdaş yeniliklere bakmak gerekir.

    ve akp'nin sekülarizm retoriğine baktığımızda türkiye'nin sekülarizmi içselleştirebilmiş bir ülke olduğunu görebiliriz çünkü muhafazakar bir parti olan akp de devletin laik olması gerektiğini savunur, gider bu retoriği arap devriminde kullanır.

    Kadın hakları keza öyle, hukuk reformu da. Bunlar Türkiye'de toplumun benimsediği ve desteklediği reformlar olarak sayılabilir.

    yoruldum birader bu kadar yeter.
    0 ...