baba. sana içten bir şekilde diyemem asla bunu. demem işte huyum değil. zaten sen de öyle dertleşilecek bir adam değilsin. senin gibiyim ben. duvar gibiyiz baba. sadece kendimize karşı da değil bu. herkese karşı öyleyiz. iki duvarı karşı karşıya koyarsan konuşabilirler mi hiç?
ben anlatırken sen dinlersin ama umursamazsın, sen anlatırken ben dinlerim ama umursamam. nasıl iştir bu. bak koca adam, omuz yapımızdan tut burnumuz bile aynı. huylarımızın farkı yok. ve öyle keskin sınırlarımız var ki, kendimizi aşıp birbirimize ulaşamıyoruz, konuşamıyoruz be baba. sanarım buna gerek de yok. anlıyoruz birbirimizi. hani o önemsiz insanların sözlerine kulak asıyorsun da abimi kırıyorsun ya, sana çok kızıyorum baba. abim gibi birine yapmaman gerek. hani alkolik olduğunu söylüyorsun ya ona, anla be onu, biraz anla. senin söylediğin sözler yetiyor ona her gece içmesi için. yapma be baba o insanlara kulak asma.
maddi durumumuz da düzelecek. sonuçta sen varsın, benim babam. az borcumuz var onu da ödeyip çıkıcaz işin içinden. sonra kafanı yormayacaksın böyle şeylere. 4 yıl sonra ben sana yük olmayacağım artık baba. hele bir bitsin de şu üniversite. her şeyimi yapacağım üstüne bir de sana destek olacağım. sakın ölme baba, sakın. sana ölmeyi yasaklıyorum.
sonradan gelen şeyler;
baba, bir de, seni çok üzüyorum ben, istediklerimi yapamayınca kahroluyorsun. bir odtü diye tutturmuştum hani. yazmıştım da hatta o bölümü. sizden habersiz kalacaktı o orada. kazanıcaktım baba, gidicektim. ama sen öyle üzülünce karşımda, oğlunun karşısında gözlerin dolunca, anladım baba ben. baba, ölmek istedim o an. tamamen yok olmak yerin dibine girmek istedim. bir kız yüzünden seni üzdüğüm için. baba dayanamıyordum, anlamıyordu baba. yoktu elimizde avucumuzda bir şey. onun ise senin ömrün boyunca çalışıp kazandığından daha fazlaydı bu yaşına kadar harcadığı para. baba, utanıyorum düşündükçe kendimden. ama benim kafamda sen böylesin, ben ufakken daha cebinde benim için bozuk para bırakırdın her gün işten dönüşünde. şimdilerde de bırakıyorsun ama benim almaya yüzüm olmuyor. paketinde her zaman en az iki tek bırakıyorsun bir de şimdilerde, sigaram yoksa içerim diye yapıyorsun, biliyorum, ama ben birini bırakıyorum sana olmayınca sigaram. ben senden yüzbin istediğimde hep bir cips parası verirdin baba. işte şimdi senden koca bir adam olarak bir lira istediğimde sigara parası veriyorsun. baba ben sana hayranım. fazlasıyla senim ben. haklısın demeyiz biz asla kimseye, hele kendimize hiç. aynı şeyi söyleriz birbirimize farklı şekillerde. ama farklı şeylermiş gibi gelir inadımızdan o şeyler bize. dedin ya hani baba, ben çok küçükken bir gece, ben anlaştım onunla diye, senin okuyup evlenmeni görmeden ölmeyeceğim diye, hala hatırlarım o zaman gözyaşlarına boğulan bana nasıl sarıldığına. hala da ağlatır beni o sözlerin. bilmiyorsun ama baba, ben elli yaşımda ölücem. o adamla konuştum anlaştım, nefessiz kaldığım zaman, bordo renkli doğan slx in arka koltuğunda yatarken annemin dizinde, altı yaşında. annemin dizinde ölmeyeyim dedim ona. şimdi, gecenin bir vakti sen işe gidiceksin. annem uyanacak bana kızacak. sen kalkıp geleceksin kızacaksın. ben bir paket sigarayı bir saatte bitirmeye çalışacağım şimdi baba. o adam gelsin de şimdi alsın beni diye. sen bu yaşında beni okutmak için çalışma diye. yine nefessiz kalayım da gelsin diye. ama hayır baba, senin son sigaran da son paran da son sözün de bana saklı. şimdi ölmemeliyim baba. o kızı da bıraktım zaten. bak sigarayı da bırakırım ama senin derdin, benim derdim baba. hadi beraber bırakalım desen okulda da elime sürmem. bir de baba, odtü diye tutturduğumda beni kırmayıp yollasan, seni burada sıkmazdım. elimden hiçbir iş gelmez ama orada kendime yeterdim. hem sevdiğimin yanında olurdum baba. ama olmadı. şimdi ben burada senin yaptığın bu evde sizinleyim. sizden habersiz seneye eve çıkma planları yapıyorum. seni kahrından öldürmeye mi çalışıyorum ne. aptalım be baba affet beni. ama sana kanıtlamalıyım kendimi, sana anneme. annemin dediği şeyler mesela, aç kalırmışım. onu kanıtlamak istiyorum baba. bak bir yıl kalayım bir başka yerde. sonra geleyim yanına yeter ki siz görün oğlunuzu. başarısını. baba, bir masal anlat hadi bana, rahat edeceğimizi anlat. kontörüm yok dedim, on liralık yüklesem yeter dedim, taksinin kirası ve okul harcı vardı o hafta. sen çarşamba günü vereyim dedin. sonra ben onaylamadan çekip gittim. sesinin tınısı yetti be baba gözümün dolmasına. sen peşimden olur mu diye geldin yine. acilse şimdi al dedin. ama ben konuşamıyordum baba, sesimi duyarsan, ağladığımı anlarsın da, o an hemen verirsin diye korktum. seni yine üzdüm. zaten ben ne işe yarıyorum ki, seni üzüyorum sürekli. affet baba.