anlamaya çalıştığım ama anlayamadığım mahkemelerdir. hayır zannedildiği gibi idam cezasına karşı olduğumdan değil, idam cezası çok sıradışı durumlarda uygulanabilmeli bana göre(abdullah öcalan, teröristler, vb.) ancak bunun için yalnızca bir hakimin kararı yeterli olmamalı, vs. kıl püsür bir sürü şart olmalı. neyse konumuz bu değil, söylemek istediğim şu, idam cezası özellikle o dönemde belki de olmazsa olmazdı, bunu tartışmıyorum ancak kurtuluş savaşında omuz omuza çarpışmış ve onca sefaleti yaşamış insanların sırf şapka kanununa uymadı diye yaşına, işine, vs. bakılmaksızın vatana ihanetle suçlanması ve din görevlilerine varılıncaya dek baskı altına alınması, şapka batı kültürüdür, takmam diyenlerin idama kadar uzanan zorlu yolda mücadele etmesi, din adına ne varsa toplumdan soyutlanmaya çalışılması ve sanki vatanın kurtarılmasında en çok başvurulan şey insanların dini inancı değilmiş gibi yok sayılması çok büyük haksızlık, bu kin neden? kurtuluş savaşında ölenler kimlerdi, şu anda şehit anneleri için de aynı durum geçerli değil mi, başörtülü şehit anneleri aslında şehit annesi olmasalar bu ülkenin gelişmemişlik göstergesi, tehlike, vs. olarak algılanmıyor mu, sizin elinize geçmiyor mu başörtülü 50-60 yaşındaki kadınların ülkemiz adına utanç olduğu görüntüleri, bekir coşkun'un teneke düdükler çoktan susmuş yazısını okumadınız mı, cumhuriyet gazetesi bunu anlatmıyor mu, nedir bu öfke, kime, neden, anlayamıyorum, gerçekten anlamaya çalışıyorum, olmuyor, vatan için her şeyini feda edenlerin bir gecede vatan haini olması, dini inancı gereği şehit olmanın kutsiyetine inanan insanların ölümü göze almasına rağmen aynı dini inancı yüzünden rejim düşmanı olarak algılanma paranoyası ve daha bir sürü şeyi ve bu hoşgörüsüzlüğü anlayamıyorum.