şehrin koşturması içinde yüzlerce insanın bir an yüzünü buruşturarak sanki ölmek kedinin bir suçuymuş gibi acımadan çok iğrenmeyle bakmaları aslında şehrin, insanı ne kadar duyarsızlaştırdığının bir kanıtıdır.
acı bir çığlık duymuştum az ileride yolun kenarında bir kedi tuhaf sesler çıkararak kendini oradan oraya atıyordu bir an onun acıdan çok vücudunda yaşadığına dair kanıt aradığını düşündüm. böyle bir çırpınışın insan ruhunda rahatsızlık yaratmaması korkutucu geldi bana, kalabalıktan çıktım, kalabalık gözümü korkuttu, yüzlerce kedi her gün araba altlarında kalarak insanlara insanlığı hatırlatmaya çalışıyor belkide. şimdilik çok uzaktayız, binlerce kedi, ve savaşlarda binlerce çocuk hiçbir şey hatırlatmıyor. kulaklarımızı tıkayıp şarkılar söylüyoruz. evet, en nihayetinde ölmüş bir kedinin açık gözleri zihinde ne kadar yer edebilir ki?