zenne

entry80 galeri video1
    36.
  1. en sonunda izleme imkanı bulduğum, hakkında ne söylesem eksik kalacak güzellikte ve çarpıcılıkta ki muhteşem film. yönetmenlerinin ilk filmi olduğunu duyunca oldukça şaşırdım çünkü yönetmenim ben kisvesi altında o koltuğu uzun süredir işgal edenlerin yanında yaptıkları işin güzelliği tarif edilemeyecek nitelikte.

    sırf standarda uymadıkları için ötekileştirilen ancak toplumda her an karşılaştığımız ve ne hissettiklerini, ne düşündüklerini, neyden zevk alıp, neye üzüldükleri umursamadan, hastalıklı muamelesi yaptığımız ötekilerin yaşantısını boğazda bir yumru bırakarak etkileyici bir şekilde izleyiciye sunuyor film. ilk sahnesinden son sahnesine kadar olaylar öyle sade ve çarpıcı bir dille anlatılıyor ki bir süre sonra bugüne kadar farkında olmadığınız şeyler tokat gibi yüzünüze çarpıyor.

    son dönem türk sineması için umut ve onur verici bir yapım. film boyunca öyle güzel sahnelerle karşılaşıyorsunuz ki adeta bir görsel şölen yaşıyor ve etkileyici ve yerinde kullanılan müzikleriyle nota denizinde boğuluyorsunuz. keşke bu film için harcanılan emek diğer türk yapımları için de harcansa ve türk sineması hak ettiği yere gelebilse.

    --spoiler--

    zenne'yi canlandıran can, karaktere adeta ruh vermiş ve kendinden de bir şeyler kattığı da gün gibi aşikar. gece yarısı ıssız sokaklar da dolaşırken arkasından gelen 3-4 kişilik grubu fark edince yaşadığı telaş, geç saatlerde dışarıda olmak zorunda kalan her kadının duyduğu telaş ve korku ile aynı. yani her ne kadar "ibne filmi o ya!" denilse de herkes kendinden az ya da çok, bir şeyler bulabiliyor filmde. genel muayene için gittiği askerlik şubesinde gördüğü muamele lanet ettiren, annesiyle arasındaki samimi ve sevgi dolu o bağ ise kıskandıran cinsten.

    ahmet ile daniel arasındaki ilişki ise hiç göze sokulmadan yansıtılmış. çıkar ve beklenti olmadan sadece birbirlerine duydukları sevgi ve saygı doğrultusunda ilişkileri sessiz ve sedasız bir şekilde izleyiciye sunulmuş. sevişme sahneleri sırasında salondan yükselen "ıyy iğrenç!" seslerinin sahiplerinin aksine gerçekten aşık olan ve sevgisi uğruna bir şeyleri göze alabilen insanların boğazına bir yumru oturtur.

    ahmet'in annesi için film boyunca küfür etmeyen tek bi kişi bile olduğunu düşünmüyorum. bir insan evladından sırf tercihleri yüzünden bu kadar kolay vazgeçemez. ya da tercihleri yüzünden onu değiştirmeye eğer değiştiremeyecekse de ölmesi gerektiğini düşünemez. evlat yahu bu, sırf elalem ne der mantığıyla nefret duyulur mu ona karşı?

    can'ın teyzesi ömrü boyunca can için elinden geleni yapmış ve tercihlerinden dolayı onu yargılamamış çünkü öyle bir hakkı olmadığını, kanından canından olan birine her türlü desteği vermesi gerektiğinin bilincinde olan biri. her ne kadar öküz olarak adlandırsa da sevgilisi murat bile insana insan olduğu için değer veren ve ters köşeye yatıran bir karakter olmuş. ne yalan söyleyeyim murat'ın canı askerlik şubesine ihbar edeceğini düşündüm ama beni yanıltıp can'dan desteğini esirgemedi.

    ahmet'in babasına film boyunca kah üzüldüm, kah sinirlendim, kah lanet ettim. oğlunu sevdiği ve onu yadırgamadığı çok belliydi ancak eşinin dominant tutumu karşısında ne yapacağını bilememiş ve kendisini yavaş yavaş hayattan soyutlamış biri o. keşke içinde kopardığı fırtınaları biraz da dışarıya yansıtabilseydi.

    ahmet'in vurulduğu sahnedeki geçişler, diğer karakterlerin hayatlarındaki değişimler, ahmet'i hayatlarından çıkaramayışları güzel bir dille sunulmuş. o sahne geçişleri sırasında boğaza oturan yumru filmin etkisinden çıkana kadar yerinde duran cinsten.
    --spoiler--

    sonuç olarak çevreden gelen olumsuz tepkilere karşı kulakların kapatılarak izlenilmesi ve izletilmesi gereken bir ilk filmdir zenne.
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük