9 şubat 2012 galatasaray mp cska moskova maçı

entry175 galeri video5
    151.
  1. koyduk mu maçıdır.
    neyse galibiyetin ardından sevinme daha doğrusu ne olduğunu anlayamama modundan çıktım şimdi ufak tefek analizler yapayım.

    öncelikle 2 sezon önce bu takım son maçta ligde kalabilmişti, cemal nalga tam bir skandaldı. ama bu noktadan sonra galatasaray basketbol takımı'nda büyük atılımlar planlı, programlı olarak gerçekleştirildi. açıkçası her ne kadar sevmesem de adnan polat'ın hakkını vermek durumundayım. e tabi bu başarının yönetimdeki diğer mimarı hakan üstünberk'i unutmamak lazım. basketbolun başına basketboldan anlayan birini koyduğunu zaman işler rayına oturuyor arkadaş. hemen pahalı transferler yapılmadı, onun yerine takıma yararı olacak fakat maliyeti çok yüksek olmayan bornova belediye'den aldığımız joshua shipp gibi, cibona zagreb'den gelen luksa andric gibi, pota altında hırçın radoslav rancik gibi oyuncular alındı. ayrıca altyapıdan da gençler takıma entegre edilmeye çalışıyordu, göksenin köksal bunun en güzel örneği. 2010 yılı kadrosunda jerry johnson'ı da unutmamak lazım, eli titremeden atardı. velhasıl kelam bu sırada takımın başına oktay mahmuti gibi türkiye'nin en iyi 3 koçundan biri getirildi. ayrıca takıma bir hırs ve ruh kazandırıldı. oktay mahmuti son topa kadar terimizi akıtacağız diyordu ve bu ruhu yerleştirdi takıma. ki ilk işaretlerini vermeye başladı, takım ardı ardına galibiyetler aldı, geçen sene play off'ların finalinde fenerbahçe ülker ile karşılaştı. bu eşleşmede açıkçası herkes 4-0 ya da 4-1 gibi bir sonuç bekliyordu, kadro kalitesine bakınca çok mantıklı tahminlerdi bunlar fakat takım öyle bir azmetti ki kazanamasa da kendine hayran bıraktırdı. işte böyle bir dönem sonrasında nba'de de lokavt sürecinin yaşanması ile avrupa basketboluna gün doğdu resmen. transfer piyasası hareketlendi, orada burada nba yıldızlarını görmeye başladık. bana kalırsa birçoğu avrupa'nın sert basketboluna ayak uyduramadı ya neyse. bu sene transfer döneminde aslında çok yararlı hamleler yaptık. yani en azından kağıt üzerince öyleydi. preston shumperttürk statüsüne soktuk ve kontenjana artı bir kişilik boş yer ayırdık bu sayede. avrupa'nın saygı duyduğu guardlar listesinde top 5'te yer alan jaka lakovic'i aldık ki büyük yankı getirdi bu transfer. ayrıca ender arslan'ı sessiz sedasız kadroya kattık. bu arada geçen seneyi olympiakos'ta geçiren başarılı guard ve 2 numara oynayabilen inanılmaz bir savunmacı olan jamon gordon* aldık ki sanırım bu senenin hamlesi buydu. allahtan olympiakos batmış la. bu arada yerli kalitesini arttırmak için de cevher özer alındı beşiktaş milangaz'dan ki kendisini hiç sevmem, süt oğlan gibidir, babasını da sevmezdim. bu kadar dengesiz, vasat, ve sadece oynayışına bakıp türk olduğu anlaşılabilecek bir adam daha yoktur lan. ama hakkını vereyim son 2 aydır kendisine bir parça da olsa sempati besliyorum. ardından lokavt olmasa draft olması beklenen furkan aldemir'i aldık karşıyaka'dan. açıkçası ilk geldiğinde söylemleriyle galatasaray'da kalıcı olmak istemediğini sezdirmişti, adamın gözü nba'de hafız. ilk maçlarda inanılmaz beğeniyordum kendisini, euroleague ön eleme maçlarında muhteşem bir katkı sağlıyordu takıma. bir çeyrekte hem top çalıp hem rebound alıp (hücum ve savunma) hem fast break yapıp 14 sayı atmıştı yamulmuyorsam. aradığımız kan gibiydi ama o da şu sıralar vasatın epey altında. kendine çeki düzen vermeli, yiğit gökoğlan'ın da kedini toparlaması lazım, neyse frekansları karıştırmayalım böylece pota altında iki uzunumuz olmuştu. bir de nba'in hediyesi zaza pachulia geldi, ilk geldiğinde çok iyi değildi, adapte olamamıştı ama takımdan uğurlarken dur lan gitme iki maç daha oyna dercesine sevdik kendisini. sanırım en büyük taktiksel hatamız onun gideceğini unutarak plan yapmamız oldu. o bir gitti ve bir daha pota aldı eskisi kadar güçlü olmadı, olamadı. takviye şart hacı. yerlilerden evren büker ve caner topaloğlu de zaman zaman etkili oldular ama evren geçen sezon ki kadar süre alamıyor bu sene. dikkat ettiyseniz darius sogaila'dan hiç bahsetmedim, en iyi bu bence çünkü varlığıyla yokluğu arasında fark yok. aslında var, 4 numarayı daha iyi savunuyoruz. shumpert'ın orada çok eksiği var ama neyse.

    bugünkü maça göz atma zamanı geldi;

    öncelikle geçen hafta moskova'da cska'ya 15 fark ile yenilmemiz bile benim için mutluluk verici bir şeydi ki bir hafta öncesinde anadolu efes orada yaklaşık 30 sayı fark yemişti. iki hafta önce de olympiakos'u devirmiştik ( sloukas amına koyayım orta sahadan basket mi atılır lan ) burada ama o çok da süpriz gelmemişti bana. zira inancım vardı o maç için ama cska çok farklı bir takım. kadrosunu şu an cidden saymak istiyorum sözlük;

    milos teodosic
    aleksey shved - geleceğin yıldızı. afo dediydi dersiniz.
    jamont gordon
    evgeniy voronov

    darjus lavrinovic
    viktor khryapa - kendisi sakattı. çok önemli bir oyuncu kabul ama bizde de tutku açık yoktu, komiklik olsun diye söylemiyorum, tutku andric uyumu diyorum.
    andrey vorontsevich

    nenad krstic
    aleksandr kaun
    dmitry sokolov
    ramunas siskauskas

    andrey kirilenko
    nikita kurbanov
    sammy mejia
    anton ponkrashov

    son zamanlarda böyle bir kadroyu kimse kuramamıştı. 2 sene önce panatinaikos çok iyiydi ama bu kadar değil. yani zaten tüm otoriteler bu sene final four'u kim kazanacak sorusuna cska diyor. ve buraya geldiklerinde bu sene 14 geçen seneden kalan 4 maç ile birlikte 18 maçlık yenilmezlik serisiyle geldiler. ki bunun içinde deplasmanda alınan panatinaikos galibiyeti de var. bu kadar yeter sanırım, bu akşam ki galibiyetin değeri anlaşılmıştır.

    maça çok iyi başladık, ilk çeyrekte savunmayı tam istediğimiz gibi yaptık. bulduğumuz boş üçlükleri değerlendirseydik fark en az 8 olurdu ama ilk çeyrek yine de istediğimiz tempoda ve üstünlüğümüzle sona erdi 15-13. ilk çeyrekte gözüme çarpan şey cska'nın hücum organizasyonlarının kısıtlanması oldu. oktay mahmuti'yi burada tebrik etmemek mümkün değil. çok iyi okumuş cska'yı. özellikle ilk çeyrekte ama maçın genelinde de teodosic'e baskı yapan hüseyin göksenin köksal çok başarılıydı.teodosic'e topu aldırmadı, aldığı zaman ise ellerini sürekli kaldırdı ve hareketli tuttu ki kolay lokma olmadığını göstermek için. başarılı da oldu teodosic'ten beklenmeyecek kadar saçma üçlük denemeleri ve top kayıpları gördük. bir de en büyük artımız nenad krstic'i iyi savunmamız ve pota yüzü göstermememiz. en büyük açığımı ise pick and roll oyununu iyi yapamamız, maç genelinde de en büyük eksikliklerimizden biri buydu, diğeri ise düşük 3'lük isabeti oranımız. ( 5/19, %26 ) bunun dışında ilk çeyrek istediğimiz gibi gitti, andric de çok iyi oynuyordu. andric'in bir çekiç smacı vardı ki akıllara ziyandı, bir tane daha çaktı ileri ki dakikalarda. enfes smaçlardı doğrusu.

    ikinci çeyreğe çok kötü bir beşle çıktık ve bu cska'nın 11-0'lık serisinin sebebi oldu. ender arslan, jaka lakovic, josh shipp, preston shumpert ve furkan aldemir'le çıktık parkeye ama shumpert'ın yanılmıyorsam 3 tane 3'lük, 1 tane de 2 sayılık isabetsiz şutları ve etkisiz savunması bize molayı aldırdı. furkan'da pota altını etkili savunamıyor üstelik karşı potada da kirilenko'nun ahtapot kolları arasında büzülüyordu. lakovic ise kendinden beklenen liderliği parkeye yansıtamadı. sonrasında cevher'in oyuna girmesi ve ender'in etkili oyunuyla ilk yarıyı 36-31 gibi umut vaat eden bir skorla geride kapattık.

    3. çeyrek kabus gibi başladı. takımımızın 3. çeyrek zaafiyeti tekrar ortaya çıkmış ve cska 10 sayılık üstünlüğü yakalamıştı. yalan yok ben de 10 sayıdan sonra sikmeseler bari diye düşünmedim değil. ama ne olduysa o an oldu ve andric, shipp ve lucas üçlüsü maçı çeviren hamleyi taraftarın da ittirmesiyle yaptılar ve 4. çeyreğe 55-54 önde başladık. dördüncü çeyrekte taraftar ağırlığını iyice ortaya koydu, bir ara kirilenko ile ağız dalaşına giren teodosic saçmalaya falan başladı. ama en büyük şansımız aleksey shved'in yeterince etkili olamaması ve kenarda kalması. gerçi 11 sayı attı ama fazlasını da yapabilirdi. bir de ektra katkı yapan sasha kaun ortada yoktu. kirilenko'ya ne oldu kimse bilmiyor, ender'in üstünden attığı üçlükten sonra kendisinden haber alınamadı. işte bir şekilde oyunda kaldık son dakikalara önde girdik. son dakika ise tam efsane, tam maçı kopardık dedim teodosic saçmasapan bir üçlük attı. üçlükten sonra yenileceğimizi düşündüm çünkü kalite ve tecrübe farkı vardı fakat o kadar akıllıca oynadık ki. ender'in içeriye drive etmesi ve serbest atış çizgisine gitmemiz. maçsonu panik haliyle atılan fütursuz üçlükler yerine lucas'ın iki tane saha içi isabeti var ki maçı bence kurtaran basketlerdi cevher'in 3. çeyrekte aynı noktadan attığı basketlerle birlikte. italyan hakem son saniyelerde önce faulümüzü vermeyip sonra 3 atışa karar vermesi ile ibne hakem'i ilk söyleyen taraftar grubuna selamımızı çaktır. napalım amk verdi italyan. ama teodosic'in atışından önce ihsan bayülken hakkımızsa maç 1 tane kaçırır demesi ve teodosic'in kaçırması, allahım sana geliyorum anlarından biriydi. sonrası işte shipp'in serbest atışları ve tarih yazmamız.

    şu zamana kadar hiçbir takım euroleague'de namağlup şampiyon olamamış ve bu seneki performansıyla cska tarihe geçecek gibi duruyordu ki bir fake ile tarihe biz geçtik. muhtemelen kalan maçlarda cska bize olan hınçlarını diğer takımlardan çıkarıp olympiakos ve anadolu efes'i sikip çoğaltacaklar.

    not : unuttum sanmayın savovic ve shumpert çok kötüydüler, furkan da ama o bölgeye transfer şart. ama savovic ortalarda yoktu, shumpert ise kendi moralini bozdu. yapmasınla böyle şeyler. amlarına koyayım onların çok ayıp ediyorlar.
    ayrıca evet bu galibiyet gruptan çıkmamıza yardımcı olmayacak ama öyle bir prestij kattı ki bize seneye de kesin olarak euroleague'deyiz diyebiliriz.

    aç parantez taraftar için söylenecek onlarca söz var ama sanırım izleyen herkes hemen hemen aynı şeyleri hissettiği için tekrara düşmek istemiyorum kapa parantez

    https://twitter.com/# !/search/%22helal%20olsun%20galatasaray%22/slideshow/photos?url=https%3a%2f%2fp.twimg.com%2falpmxhtcaae6hng.jpg

    http://www.youtube.com/watch?v=dheyxxbrtb4

    http://www.euroleague.net/main/game-center

    http://www.youtube.com/wa...093m0&feature=related

    (bkz: this is ipekçi no way out)
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük