insan geçirdiği evrim süreci neticesinde ayrıcalıklı bir konuma gelebilen yer yüzünde ayakta kalmayı başarabilmiş ender bir kaç türden biridir..insan; başkalaşması-değişmesi ve bu değişimlerin birikmesi neticesinde, evrim sürecinde birekerek değişebilme-ilerleme hızı açısından türler arasında tektir..tabi bu hızlı değişim, zaman içerisinde farklı topluluklar, anlayışlar ve dinler yaratmıştır..en kaba tabiriyle bu gidişat çok tanrılı dinlerden insanın kendisinin farkına varacağı tanrıtanımaz çağa doğrudur..eğer tarih ve istatistik bir bilimse, son yıllarda yapılan din eksenli anketlere ve bilimsel çalışmalara bakılabilir ve görülebilir ki bu gidişat zaten birikerek ilerleme temelli evrimsel düşüncenin sonucudur..demem o ki, yüzyıllar sonra bütün insanlığın ulaşacağı sonuca şu an itibariyle ulaştığını sanan ya da gerçekten ulaşan bizler gibi ateistlerin, kendilerini bir bok sandıklarını düşündüğünüz o saçma düşünceler yanlıştır...
dinlerin insanlığa en büyük kötülüğü riyayı açık ve net bir şekilde ortaya koymasıdır..hızlı bir geçiş oldu, alkole verin.*insan her ne kadar reddetse de davarnış temellerinde güdülerine göre hareket etmeye mahkum bir türdür..erkek güzel bir kadın görünce sevişmek ister, kadın ortamı değerlendirerek niteleme sırasına soktuğu erkekler arasından en nitelikli olanıyla..
riya ahlaki bir olaydır aslında, burada niçe amcamızın naçizane ahlakla ilgili yorumunu aktarmakta yarar görürüm: ahlaksal olay yoktur, olayların ahlaki yorumlamaları vardır..peki dinler neden riyakarlığı riyayı yaratmıştır.. dediğim gibi insan dürtülerine göre hareket eder, etmeye de mahkumdur..şu anda bir insan ırkından bahsediyorsak bunu güdülerimize borçluyuzdur..ben canım bir şey istediğinde onu yaparım, yapmaya çalışırım misal..misal güzel bir ortamda eğlenirken canım içmek isterse içerim..güzel bir kadını gördüysem, onunla konuşup sevişme temelli adımlar atarım..engizisyon mahkemelerinden tutun insanlık tarihi insanların güdülerine göre hareket etmesini engelleyecek yasaklarla bezenmiş ama bir türlü bunu engelleeyememiştir..yani insan ırkı yapmak istediği neyse onu yapmaya meyilli ve programlıdır doğası gereği..
evet ben sen o veya biz gibi ateistler doğamız gereği ortaya çıkan isteklerimize gem vurmadan, içinde bulunduğumuz toplum şartlarına uygun şekilde - adını hiç sevmediğim ve benimsemediğim ahlak denilen durum- gerçekleştirmeye çalışır ve bu konudaki saflığımızı insan doğasına karşı duyduğumuz dürüstlükle niteleriz..dürüstlük insanın kendine duyduğu saygıdan gelir..
her ne şekilde olursa olsun, bir insan yapmak istediği bir şeyi, yukarıdan birinn kamerayla izlediği düşüncesi gibi bir sapkınlık neticesinde engelliyor ve hiç öyle değil ve istememiş gibi davranıyorsa, bunun adı riyakarlıktır ...ve dinlerle doğmuştur..
tavsiye: riyakar olmayın..
konular arasında bağlantı kopuk olabilir..boşlukları yazarın eski yazılarına bakarak doldurabilirsiniz..uğraşamıyciim şimdi, hadi sağlığınıza..
