korkaklığı, takıntıları yüzünden bir ilişkiyi yürütememiş bir eski sevgili, ne zaman içki sofrasının birinde bir şişede, bir kadehte boğulur, yüksek promil alkolün alter egoyu gün yüzüne çıkarma opsiyonundan yararlanarak, '' her şeye göğüs gerebilirim '' hissiyatıyla telefona sarılmış, günah çıkarmış, ağlamış, bağırmış hepimizin bildiği bir eski sevgilidir o.
kimi zaman öznedir, karşı cins içinse; tanıdık, bildik, sevdik unutulmaya yüz tutmuş nesnedir o çoğu zaman.
bellekte acıtan, sancıtan hatırası kalmış artık aleladeleşmiş bir nesne...
telefondaki ses; zamanı yeniden yaratma iddiasında bulunacak kadar gaflete düşmüştür bazen, bazen mezbeleden ibaret hayatını kusmuştur ahizeye, çoğunlukla da eskisi gibi bir şey vaadetmemiş, yine eskisi gbi bencilce, sırf kendisini daha kötü hissetmenin kekremsi tadına varmak için aramıştır.
oysa ciddiye almamış, belki de hiç olmadığı kadar zavallı görmüştür karşısındaki uykulu ses onu. sırf bu acıma duygusuyla, hiç olmadığı kadar merhametli ve tahammüllüdür sarhoşun hezeyanlarına.
ertesi gün utanarak, pişmanlıkla anımsar eski sevgili o anı, zaten hep bir şeylerden utanarak yaşamıştır heyhat.