anadolu toprağı

entry2 galeri
    1.
  1. ne yapmış burası anlamıyorum, kimleri içinde barındırmış. toprağı nice savaşın kanlarını içinde emmiş, nice halayları göğsünde karşılamış, nice dereler ırmaklar vermiş, nice dağlar sırtında taşımış. her zaman iki erkek tarafından paylaşılamayan masum bir kız gibi.

    güneşi her sabah ne güzel doğurur işçiliğini yaptığı dağların sırtından. üzerinde ki yeşil çimler, renkli keklikler, boz ayılar, kahvemsi geyikler, insaniçi duygular kazanmış, sevmişler, üzülmüşler ağlamışlar.

    bağlamaya, kemençeye tuluma buranın kalbinin içinden bir et parçası verilmiş, al demiş ağladığım zaman bir tınla ki insanların içi dağlansın, sevindiğimde öyle bir tınla ki insanlar halay çekemeden duramasın, sevda dolsun tınınla bütün halklar, bir güzel huzur bulsun, acılar yaşansın. öyle ağıtlar yakılsın ki kör olan sağır olanların içi dağlansın.

    renkli renkli anadolu. o kadar renkli olmayı seçmiş ki, o kadar savurgan, dapadağınık hiç bir düzen istemem demiş, insanların koyun gibi güdülmemesi gerektiğini hepimizden iyi biliyormuş. biraz üstünde çok ağaç çıkarmış, bütün yıl boyunca soğuk olsun demiş insanlar yağmurun çocuğu olsunlar orada. her an her zaman yüzlerine çocukluklarında ateşleri çıktığında içilen yayık ayranı gibi gelsin orası onlara, halaylar çekerken üzerlerine sıçrasın çamur taneleri.

    biraz altı yılın belli zamanı çok sıcak belli zamanı çok soğuk olsun demiş, oradakiler beni biraz daha içlerinde hissetsinler demiş, onlara çoğu zaman evine ekmeğine getirme derdinde olan şerefli bir babanın tokadı gibi bir hava verim demiş. bir okadar vurduğu yerde gül biteninden, koca dağlar onlara hep özgürlüğü hatırlatsın, koca ovalar onlara sonsuzluğu anlatsın.

    biraz daha batı tarafına bol güneşli günler verim demiş, yüzlerine vuran güneş onları bir inci tanesi gibi göstersin, ve onlar şairin dediği gibi sanki ilk defa görmüş gibi denizin bu kadar büyük olduğuna, güneşin bu kadar parlak olduğuna, çiçeklerin bu kadar güzel koktuğunu görüp hep şaşırsınlar.

    evet dostlar anadolu da böyle tasvirimdir bugün bu güzel toprakların ne kadar, aslında sözle tasvip edilemeyeceğini anladım. işte o anda şairin dediği gibi uzandım toprağa huzurla dinlendim, o anda ne hürriyet, ne işim, nede sevgilim. mutluyum. ah ah her sabah işe giderken önümüzde duran çiçeği bir kere kokladık mı, unutuyoruz böyle şeyleri.
    0 ...