tanım:bir yazarın haykırışıdır.
henüz lise yıllarımdaydım. arkadaşımdan hoşlanan bir kız vardı adı ilaydaydı. aylarca arkadaşımın peşinden koşmuştu. ben de bu bahaneyle o ve arkadaşlarıyla tanıştım. içlerinden birinin adı cerendi. kumraldı, siyahdan daha açık renkte saçları, bebek gibi bir yüzü vardı. pek anlaşamamıştık onunla. çok aksi ve inatçıydı. fazla da sohbet etmemiştik aslında ama çok beğenmiştim onu. hep uğraşıyordum onunla en azından benimle ilgileniyordu bu sayede.
ilk dönemin son günleriydi okulun yarısı yoktu. ben ve batuhan adlı bir arkadaşım da okuldan kaçmaya karar verdik. batuhan iki tane kızında geleceğini birlikte bir şeyler yapmamızı söyledi. kızlar ilayda ve cerendi. planlı bir şey yoktu ortada tesadüf oldu bir araya gelmemiz. o gün birlikte bir cafeye gittik. ceren yanıma oturmuştu. 2 tane nargile söyleyip içmeye başladık. ağır gelmiş olacak ki cerenimin başı dönmüştü. omuzuma yatabileceğini söyledim. biraz tereddütlede olsa yatmıştı. omzumun üstünde bir melek vardı. onu rahatsız etmemek için nargileyi bile içmiyor, neredeyse hiç konuşmuyordum. yarım saat kadar sonra kendine gelmişti ve muhabbet etmeye başladık. saatler ilerleyince de dağıldık. ertesi gün yine aynı kadro okuldan kaçtık. parkta bir banka oturup sohbet etmeye başladık. eski sevgililerden açılmıştı konu. o gün öğrendim ki iki sevgilisi olmuştu şimdiye kadar. zor bir kızdı zaten belliydi. bütün bir günü geçirdikten sonra yine dağıldık.
ertesi gün karnemi alıp cereni beklemeye başladım. kapıda beni görünce şaşırdı. niyetim telefon numarasını almak ve mesajlaşmaktı ama bunu ona hemen söylemedim. sohbet eder gibi yapıp laf arasında telefonun numarısını istedim. başarılı da olmuştum.
tatilde mesajlaşmaya başladık. 10 gün kadar sonra bana ilk kez canım demişti. o söz benim güven kaynağım olmuş ve ilaydaya cerenden hoşlandığımı söylemiştim ki onun kulağına gitsin. ilaydadan gelen cevapsa o da senden hoşlanmış zaten oldu. beni o kadar mutlu etmişti ki anlatamam. bunu hiç duymamış gibi yapıp cerenle mesajlaşmaya devam ettim. arada bir fark vardı artık ben de ona canım diyordum.
tatil bittikten sonra okula döndüm. daha ilk günden itibaren tenefüste cerenle takılmaya başladık. kış aylarında olduğumuz için havalar soğuktu. bir gün bahçede dolaşırken benden montumu istedi. biraz naz yaparak verdim. ertesi iki üç boyunca montum hep ondaydı. bir gün yine cerenle mesajlaşırken ona hoşlandığımı söylemiştim. hemen ardından da sevgilim olur musun diye ekledim. cevabı evet oldu. o an dünyalar benimdi. evdekilere gülücükler saçıyordum.
ilerleyen zamanlarda cerenin ilk elini tuttuğumda öğrendiğim şey beni ona daha da bağlamıştı. ilk elini tutan kişi bendim. dışardan bakıldığında buna kimse inanmazdı. ama gerçek buydu. bunu o kahverengi gözlerde görmüştüm. zaman geçtikçe ilişkimiz daha da ilerlemişti. bir gün onu okul servisine uğurlarken beni yanağımdan öpmüştü. sonra ki günlerde masumca birbirimizi öpmeye başlamıştık ama hiç öpüşmemiştik zaten o sadece beni öpmüş ve hiç öpüşmemişti.
aradan zaman geçmişti. buluşmuş ve cafeye gitmiştik. o kadar oturmuştuk ki eve geç kalmış, annesi aramıştı. telaş içinde kalktık ve otobüs durağına gittik. durakta öyle bir sarılmıştık ki dışarıdan görenler bizi tek vücut sanardı adeta. nefesini içime çekiyor bundan müthiç haz duyuyordum. o anda dudaklarımın arasında dudağını hissettim. acemice beni öpmeye çalışıyordu. o an içimdeki bütün masumiyetle bende onu öpmeye başladım. ilk kez öpüşmüştük.
bu öpüşme kısaydı ama o kadar etkiliydi ki kışın sonlarında olmamıza rağmen otobüse bindiğimizde ikimizin yüzü de kıpkırmızıydı. terlemiştik. o gün onu evine bıraktığımda bambaşka birisi olmuştum. körkütük aşık ve bir çocuk gibi mutluydum.
aradan aylar geçmiş biz normal iki sevgili gibi mümkün oldukça görüşüyor ve mesajlaşıyorduk. ama bir gün okuldayken saçma sapan bir sebepten kavga etmeye başlamıştık. birbirimize kötü sözler sarfediyor, üzüyorduk. o anda ceren bana küfretti. kaldıramayan ben cerenimin yanından ayrılıp sınıfa gitmiş telefonu kapatmış kendi kendime sinirleniyordum. ertesi tenefüs bahçeye inmiştim. ceren usulca yanıma geldi ve özür diledi. o an erkekliğimle ona hala beni çok kırdığını söylüyordum. ama hiç beklemediğim bir şey oldu. biriciğimin gözünden bir iki damla yaş akmıştı. kahrolmuştum kendimi büyük bir boşlukta hissettim. dayanamayıp hemen bir taneme sarıldım. göğsümde hıçkırarak ağlıyor hala özür diliyordu. onu avuttum ama o gün hayatımın en berbat günü olarak hafızama kazındı.
çıkmaya başlıyalı 4 ayı geçmişti. her şey mükemmel gidiyor hiç bir sıkıntı yoktu. bir mesaj gelene kadar. "aşkım biz hataya taşınacakmışız." o an kafamdan vurulmuşa döndüm. olayı anlattı. gözümden iki damla yaş aktı ve hemen yanıtladım. "olsun aşkım canımız sağ olsun. engel değil ya mesafeler aşka * " kıymetlimin babası emekli olmuş ve memleketi olan hatay(iskenderun)a yerleşmek istiyordu. ve gitti yanında canımın bir parçasını götürerek hemde.
cerenim hatayda ben izmirde bir ay geçirmiştik. artık onsuzluğa dayanamıyordum. bir gün babamın karşısına geçtim. "baba ben iskenderuna gideceğim" dedim kendimden emin bir ses tonuyla. olaylardan haberi olan babam olur dedi git. cebime paramı ve kredi kartını verdi. hemen yarime haber verip hatay otobüsüne atladım.
15 saat sonra hataya vardığımda biriciğim beni terminalde karşıladı. onu kucakladım, defalarce öptüm, kokusunu çektim içime bolca... 7 saat kalabildim hatayda. ertesi günün ramazanın ilk günü olması nedeniyle şarkım evden çıkamayacaktı mecburen dönmek zorundaydım. terminale kadar geldi benimle hatta otobüse binene kadar bekledi benimle. ve ikinci kez aktı gözlerinden yaşlar... izmire dönmüştüm ama sadece bedenimle ruhum hatayda kalmıştı.
ceren bensiz geçen her günde ağlıyor, ailesiyle kavga ediyor, arkadaş edinmiyor, ortada ruh gibi dolaşıyordu. bende onun böyle olduğunu bildiğim için, sırf o daha fazla üzülmesin diye o cümleyi söyledim. "ayrılmak istiyorum". bunu söylerken gözyaşlarımı tutamıyor ama telefonda belli olmasın diye ciddiyetimi koruyordum. bitmişti. 10 ay sonra herşey bitmişti.
6 ay hiç konuşmadık. ta ki facebook hesabımda bir ilaydanın profil fotoğrafında onu görene kadar. daha önce içkiyle bastırdığım duygularımı bastıramadım. ona mesaj attım. o da bana cevap verince yeniden konuşmaya başladık. 1 sene birbirimizi hiç görmeden mesajlaştık, konuştuk. ama hiç yeniden sevgili olmadık. buna ne kadar yaklaşırsak yaklaşalım hep bana güvenemediğini söyledi. haklıydı da beni o kadar severken ben onu ortada bırakmıştım.
sonunda yine kavga ettik beni görmek istemediğini söyledi. çaresizdim ne yapabilirdim ki. 3 ay konuşmadık sonra arkadaş gibi konuşmaya başladık. ama bir gün mesaj atıyor 2 gün atmıyordu. böyle geçti zamanlar bu gün izmire geldiğini söyledi. 2 hafta olmuş geleli gidecekmiş ve beni görmek istemiş. gittim, belki her şey düzelir diye gittim.
onu gördüğümde ruhumun geri döndüğünü hissettim. kalbim yeniden atıyordu. ama hiç bir şey değişmedi. beni sevdiğini söyledi. hayatında kimse olmadığını da ekledi. benimse olmuştu. onunla konuşmadığımızda kendimi avuttuğum bozuk kızlar. ama olmuyor işte sözlük herkes geliyor geçiyor. çıkmıyor inatla orda duruyor kalbimin tam ortasında. her atışında kalbim onun adını sayıklıyor... ne yapayım ne edeyim bilmiyorum tek istediğim ona tekrar sıkıca sarılabilmek ve hep yanında kalmak...