Birinci Dünya Savaşı sırasında Sarıkamış'ta ve doğu cephesinde ruslara esir düşen Türk askerleri, sürekli kalacakları esir kamplarına götürülmeden önce, toplama kamplarında tutulurdu. işte bu toplama kamplarının en bilineni, Hazar Denizi'nde Bakü'nün birkaç kilometre açığındaki Nargin Adası'ydı. Sarıkamış'tan, Doğu Anadolu'dan Bakü'ye trenle getirilen esirler, 1915 yazından itibaren teknelerle bu adaya taşındı.
Nargin'deki kampta Alman, Avusturyalı, Macar ve Bulgar esirler de vardı ancak en kalabalık grubu Türkler oluşturuyordu. Hiçbir bitki örtüsü ve su kaynağı olmayan adaya "Yılan Adası" adı verilmişti. Çileli mahrumiyet içindeki esaret günlerinde Türk esirlerin, Nargin'e taktıkları isim ise "Cehennem Adası" ydı.
Tahtadan yapılan esir barakaları köhne binalardı ve haşaratla dolu, pis yerlerdi. Esirlerin çoğu zaman şiltelerde, kuru tahta üzerinde ya da yerde uyuyordu. Balık istifi barakalarda son derece sağlıksız koşullarda kalan esirler arasında bulaşıcı hastalıklar yaygındı ve ölüm oranı yüksekti.
Savaş sırasında Türk esirlerin ilk istasyonu olan Nargin, esir kafilelerinin artması sonucu zaman zaman boşaltılıyordu. Esirler, Nargin Adası'dan alınarak Rusya'daki diğer kamplara gönderiliyordu. 1920 yılının Eylül ayına kadar esir kampı olarak kullanılan Nargin, Osmanlı Birliklerinin 15 Eylül 1920'de Bakü'ye girmesinin ardından kapatılmış ve esirler tahliye edilmişti.