yetiştirmeye öncelikle 50 kilo esrarla yakalanan yeğeninden başlaması uygun olacak olan nesildir, orası başka.
kimsenin dinle diyanetle bir alıp veremediğinni olduğunu da sanmıyorum, "dinci" değil "dindar" insanların varlığından kimse rahatsız değil elbette. bir çok insan da çoluğunu çocuğunu dinini öğretmeye çalışarak yetiştiriyor, ona da eyvallah tabi. devamını isteyen aileler için memlekette imam hatipler var, ilahiyat fakülteleri var,burada okuyan insanlar başbakan cumhurbaşkanı dahil herşey de olabiliyor, yıllardır siyasi malzeme haline getirilen o "mağduriyet" de ortadan kalktı, hiç bir problem yok. pırıl pırılız.
başbakanın bu beyanatında asıl sakatlık "x bir nesil yetiştireceğiz" kısmında aslına bakarsan sözlük. ister dindar koy oraya, ister komunist koy, ister agnostik koy anasını satiyim, asıl problem orada. buna benzer söylemler hitler in almanyası, mussolini nin italya sı, stalin in rusyası, tito nun yugoslavyası söylemleri; devlet eli ile, devleti yöneten adamın istediği şekilde bir nesil yaratma fikri 21. yüzyıl devlet yönetme şekli olamaz, olmamalı en azından. bunu "tinerci mi olsun çocuklar" şirinlikleri ile kapatmaya çalışmak şark kurnazlığı, buna inanmak hepten tehlikeli bir durum. tayyip erdoğan ın kendisi içinde, memleket içinde geri dönülemez durumlara sebep olabilir, hatta bir yerden sonra iş kontrolden çıkıp tayyip erdoğan ın bile engelleyemeceği boyutlara varabilir, felaket tellalı mısın a ibine seslerini duyar gibiyim ama %99 u müslüman 80 milyonluk bir memlekette dindar bir nesil yetiştireceğiz söylemini hayata geçirmeye çalışmaktan bahsediyoruz.
burada bu fikrin tersini düşünenler için en önemlisi ise, bunun yanlış bir uygulama olacağını anlatırken insanların gözünde "din düşmanı" yememeyi becerebilmek. ne var ulan dindar bir nesil istiyorsa adam bak ne güzel işte, diyen adamlara "işin mantığı yanlış ekiki" diye derdinizi net anlatamazsanız bu kez hepten ibre bu zihniyetin lehine döner. biz dindarız onlar dinsiz propagandasına müsait hale gelir ki, bukimsenin istemeyeceği bir durum.
hadi biraz da özeleştiri yapalım dersen ona da eyvallah; mustafa kemal den çok "kemalist" ler, atatürkçülükten vaktiyle yalnızca rakı içmeyi de anlamışlar, o da doğru. insanlara rakı içmeyi hem de devlet eli ile özendirmişler tamam, ama yanlış. ben rakı içiyorsam bunu kemalist olduğum için değil, atatürk içtiği için de değil, canım istediği için içmeliyim. böyle yaparsan altmış sene sonra popülist bir adam çıkar ve bire bin katarak kara propagandanı yapıp, parsayı toplar.
ben iyi bir vatandaşsam, vergimi veriyorsam, askerliğimi yapmışsam, kimseden çalmadan kurallar çerçevesinde paramı kazanıp harcıyorsam, kaç çocuk yapacağıma, çocuklarımı ne şekilde yetiştireceğime, hangi sitelere gireceğime, içtiğim sigaraya, içkiye devlet karışamaz, karışmamalıdır.bunları engellemek için fahiş zamlar yapmamalı, haksız oranda vergiler almamalıdır. bana iyiyi doğruyu genelgeçer şekilde öğretmeli, tercihi bana bırakmalıdır. bu hem benim, hem onun geleceği ve selameti için gereklidir, bu devleti yöneten insanlar artık takvimde gördükleri yılı anlamaya çalışmalı biraz egolarından hırslarından kurtulmaya bakmalıdır. bu hem onlara, hem bize çok çok iyi gelecektir.
