aristokrasi, moral değerlerin, simgelerin ve toplum kültürünün ön planda olduğu bir yapılanmadır. Burjuvazi ise, maddi gücün sağladığı motivasyonla oluşan yapıdır. Bahsi geçen sosyal statüler karşılaştırıldığı vakit, burjuvazinin daha değişken ve kaygan bir zemine sahip olduğu rahatlıkla söylenebilir. Yani burjuvazi sınıfına dahil olmak ile bu sınıftan ihraç olmak, aristokrasiye nazaren çok daha fazla müşahade edilen bir durumdur.
Aristokrasinin daha durağan ve daha uzun soluklu bir statü olduğu malumdur. Bir kimsenin, mensup olduğu aile ya da sahip olduğu kültür düzeyi, burjuva olması için herhangi bir anlam ifade etmez. Şayet zikredilen hususlar güce kaynaklık etmiyorsa... Burjuvaziye mensub olabilmenin yegane şartı, güce sahip olabilmektir. Bu gücü sağlayan en bildik ve en etkili yöntem maddiyat olduğu için burjuvalar genellikle zengin insanlardır. Bu gücü kaybeden, alt gelir düzeyine düşen şahıslar, doğal olarak burjuva sınıfından ihraç olmuş olur. Lakin aristokrasi, burjuvaya nazaren daha soyut ve daha etkileyici moral değerler üzerine inşa edildiği için, bu sosyal statüye giris ve çıkışlar oldukça güçtür. Aristokrat bir aile olabilmek, çok uzun ve zorlu bir süreç gerektirir. Ve bu sınıfa dahil olduktan sonra elde edilen sosyal statü kolay kolay ortadan kalkmaz. Nesilden nesile aktarılır.
Alt gelir düzeyine mensup bir burjuva örneği gösteremezsiniz, lakin zor koşullar altında yaşasa da, aristokrat genlerinin gereğine uygun olarak vakar içinde yaşayan fakir ama gururlu aristokratlar görmek mümkündür.