geri kalan ömrün boyunca, "kaç kardeşsiniz" sorusuna yutkunarak cevap vermek demektir.
kuzenlerinin yusufun zuleyhasi abla yerine direk "abla" diye seslendiklerinde burkulmaktır.
küçülen kazağımı giyecek kimsenin olmamasıdır artık.
artık son pasta dilimini "kardeşinle paylaş" diyememektedir anne.
bir akrabanın düğününde, babanıza "senin ufak kızı göremedim" diye sorulmasıdır.
sen ne kadar babana benziyorsun yusufun zuleyhasi. kız kardeşin aynı annene benziyordu denmesidir.
annenizin hep gizli gizli ağlamasıdır.
hala ayakkabılıkta ışıklı spor ayakkabıların olmasıdır.
masaya beş tabak, 5 kaşık çatal getirdikten sonra birisini geri götürmektir.
"abla nereye gidiyorsun, ben de gelecek miyim" diye yamanmayacak bir daha asla. bunu bileceksiniz. peşinize takılacak kimsenin olmayışıdır. bir daha yaz akşamları sahile gitmekten zevk alamamaktadır.
bu gitmiş, bu getirmiş, bu pişirmiş, bu yemiş, bu da hani bana hani bana diyemeyecektir asla.