kimsenin birbirine söylemediği, gizli fakat bir o kadar da bariz adetleri de barındıran bir gelenektir. az sonra dile getireceğim gerçekler belki de ilk kez yazıya dökülüyor. bu adetlerin en ama en vazgeçilmezi, her düğünün olmazsa olmazı birbirlerini kovalayan ve mütemadiyen birinin yüzüstü yere yapışması ile sonlanan çocuk kovalamacalarıdır. bu yüzüstü yapışma tam anlamı ile gerçekleşmeden gelin ve damat tam olarak evli sayılmazlar, bazı aileler çocuklarını düğüne gitmeden önce bu konuda sıkı sıkı tembihlerler, tembihlemelidirler. ayrıca en az bu kadar önemli ve can alıcı bir gizli adet de ailenin genç erkeklerinden oyun havası çalındığında kalkmak istemeyenlerin koluna yapışıp mutlak bir şekilde oynamaya kaldıran teyzelerdir. bu teyzelerin düğün hazırlıkları sırasında olası bir liste çıkarması ve hedef genci önceden seçmesi söz konusudur. avına hava, su, okul vb. muhabbetlerle yaklaşan teyzemiz ankara misket çalınması ile bir anda gencimizi savunmasız yakalar ve gencimizin umutsuzca çırpınışlarına rağmen büyük oranda başarıya ulaşır. to be continued...