cendere

entry52 galeri video4
    16.
  1. kanıyordum!
    kıpkırmızı!
    masmavi!
    yemye$il!

    gökku$ağının bilumum renklerinde
    kanıyordum!

    denizin tuzlu ate$inde
    güne$in o sapsarı tadında!

    kanıyordum!

    sismograflar telef oluyordu
    içimdeki depremlerde
    -kimbilir kaç rihter ölçeğindeki-

    kanıyordum!

    iflâh kesen sorgularda
    kanıyordum!

    sorgulanan ben!
    sorgulayan ben!

    sorgunun
    sorguya yabancıla$mı$
    3. $ahsı:
    bozacının yalanbilmez $ahidi $ıracı ben!

    kanıyordum!
    kâbusların cenderesinde
    günlüklerin duvarlarında!

    ben'imin püsküllü belâsı
    ben'imin günah keçisi
    ben!

    kanayan ben!
    kanatan ben!

    bir tırnağın
    etine batı$ındaki
    o umursamaz acıca
    kanıyordum!

    tırnak ben!
    et ben!

    bir tek ya$ dahi dü$meden
    gözlerimden
    kanıyordum!
    -yıkılmı$ bir barajın
    öksüz ve yetim suları gibi-

    ağlamayan ben!
    ağlatan ben!

    bir kedinin
    bir fareyle
    oynadığının
    acımasızlığınca
    kanıyordum!

    kedi ben!
    fare ben!

    kendini
    kendi içindeki
    mahzenlere hapsettiğince
    ve
    kendinin ba$ında
    dikildiğince
    kanayan ben!

    mahpus ben!
    gardiyan ben!

    geride kalanların
    iadesiz taahhütlü gönderdikleri
    o pulsuz mektubun yolculuğunca
    kanayan ben!

    hem zarf ben!
    hem mektup ben!

    tabut ben!
    ceset ben!


    ..Reha YÜNLÜEL..
    1 ...