insanligin yokolusu

entry7 galeri
    3.
  1. aslında "insanlığın gittiği yer" başlığı altında yazmak istemiştim, ama gidilen yer zaten yokoluş, o yüzden işte burda duruyorum.

    tanım: varoluşundan bugüne değin, kendisinin bile izleyemediği korkunç bir değişime uğrayan insanlığın varacağı en son noktadır.

    insan, bu dünyayı paylaştığı tüm diğer canlılar içinde her anlamda en çok değişen belki de. yılan senede bir değiştirdiği derisiyle, bukalemun ısıya verdiği tepkiyle, kelebek kozadan çıkıp uçmaya başlamasıyla bile günün her saatinde ayrı bir psikolojiye bürünebilen insan kadar değişemez. kısa aralıklarla farklı olabiliriz biz, farklı yüzlerimizi takabiliriz.

    peki nasılmışız? önceden daha insanmışız galiba. insan olduğumuzu karnımız acıkınca değil, karnımız acıkırsa diye hatırlarmışız. daha iri, daha güçlü, daha korkusuzmuşuz. biz daha büyükmüşüz, yüreğimiz daha büyükmüş. yamulmuyorsam, malatya'da bir kaleyi ziyaret ederken merdivenleri çıkmakta çok zorlanmıştık. bir basamak üç basamak yüksekliğindeydi. demek, oranın asıl sahipleri o kadar uzun bacaklıydı, devdi bizim yanımızda. gittikçe küçüklüyor insan, sonunda bir nokta halini alacak...

    bedenimiz küçülünce yüreğimiz de mi küçülmüş? * önceden sadece açlık ya da savunma duygusuyla alınan canlar, şimdi saçmasapan bir şeyden hatta sebepsiz gider olmuş. petrol için ölmüşüz ya da inşaat çukurunda bir anneyle 11 yaşındaki kızı boğazı kesilmiş halde, ama üstlerinde paraları ve cep telefonuyla bulunmuş.

    cinsellik de çok zor değilmiş önceden. üremek için birlikte oluyorlarmış, içgüdüsel, içtenmiş herşey. bastırılmış istekler, hayvani saldırılara dönüşmüyormuş. ve namus için kimse ölmüyormuş. 17 aylık bebekler sadece sevmek, büyütmek içinmiş. tek suçu hava karardıktan sonra bakkala gitmak olan bir kıza, oturduğu apartmanın giriş katında saldırmıyormuş kimse.

    eskiden saygı, sevgi daha mı belirgindi ne? öğretmene, anneye, babaya, patrona... gerçek bir saygı. yüzüne karşı iyi olup, arkasından yerin dibine sokmayan bir saygı. aileler de kolay parçalanmazdı böyleyken. eşiyle kavga ettiği ve oğlundan dayak yediği için, kendini çamaşır ipiyle lunaparktaki bir ağaca asacak kadar çaresiz değildi hiçbir erkek. küresel ısınma da yoktu...

    nereye böyle canım insanlık? susuz mu kalacak insanlık, hepimiz susayacak mıyız, hepimiz acıkacak mıyız, hepimiz çalacak mıyız, hepimiz uyuyacak mıyız, hepimiz ermeni miyiz, hepimiz delirecek miyiz? uzaylılar mı gelecek? hiçbirimiz tutunamadık mı? ve sonunda hepimiz ölecek miyiz? evet...

    insanlığın gittiği yer, insanlığın yokoluşu. küçüldükçe, "küçülmüşüz". sonunda bir nokta olup, kendimizi de yok edecekmişiz.
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük