bendenizin buradaki yazarlık geçmişi çok da eskiye uzanmıyor. yazarlığım yanılmıyorsam geçen şubat' ın sonunda açıldı. ancak ilk zamanlarından beri uludağ takip ettiğim bir sözlüktü. uzun bir süre boyunca okuyuculuk yaptım, sonra kendim de bir şeyler söylemek istediğimi fark ettiğim anda ekşi sözlükle birlikte burada da hesap açtım. tabi aylar boyunca internete girmeyip çaylaklığı atlamak için gerekli entryleri hiçbir zaman yazmayınca iki hesap da puf oldu; ancak demek istediğim birkaç sene önce ben burayı ekşi sözlük' le eşdeğer görüp iki yerde de aynı gün içinde yazarlık hesabı açmıştım.
daha sonra ekşi sözlük' e tekrar yazarlık için başvurmadım; zira ekşi' nin iyi bir yere gittiğini düşünmüyordum. ancak sorun şu ki ben geçen şubat' ta burada hesap açarken uludağ' ın bugün olduğu yere geleceğini bilsem açmazdım.
yazmayı seviyorum, gerçekten çok seviyorum ve bu benim için bir ihtiyaç. oysa bugün uludağ' a girince bu arzum inanın kayboluyor. öncelikle yazdıklarımı kimsenin okumamasını isteseydim bunu internete değil, günlüğüme yazardım. gerçi bu neden yazma arzumun kaybolduğunu açıklamama yetmiyor, hatta yazdıklarımı kimsenin okumuyor oluşunu iyi bir şey bile sayabilirim - çünkü bu, o gün bir şeyler yazabileceğim bir başlık bulduğum anlamına geliyor.
kibar olmayacağım. uludağ sözlük bugün bir çöplük, bir lağım, hatta daha net bir tamlama kullanmak gerekirse bok yuvası. bir yıl önce böyle değildi. iki yıl önce böyle olacağını düşünemezdiniz. eğer bunları dediğim için silik olursam gerçekten gam yemem. ancak buna göz yumduğu için yönetim kendinden utanmalıdır. görevlerini yapmıyorlar. görevlerini gerçekten yapmıyorlar. ben inci sözlük yazarı olmak istemiyorum, sol frame' de açılan başlıkların yarısını kaldırmaktan bıktım usandım. ben buna mecbur değilim, ben her girdiğimde canımı sıkan bir internet sitesine girmeye devam etmek zorunda değilim. ama giriyorum, geçmişte bazı şeylerin daha iyi olduğunu bildiğim için. ve hala geç olmadığını bildiğim için. ve aslında o kadar basit ki çözümü. çok değil, sadece üç aylığına yeni yazar alımını durdurmak ve bu üç ayda, eldeki yazar havuzunu törpülemek ve belli bir kriterin altındakileri yollamak. ondan sonra yeni alınan yazarların da o çizginin üstünde olmasına dikkat edildiği sürece hiçbir sorun olmayacak. ama yok! kimsede herhangi bir çaba yok, çabayı geçtim gerçekten umursadıklarına dair hiçbir belirti yok. peki neden? ne geçiyor elinize ve ne kazanıyorsunuz bu durumdan gerçekten merak ediyorum? bir kanalizasyonun kralı olmak çok mu mutlu ediyor sizi?