bu hafta penguende, kamuran süner'in çizdiği, kendisinin espiri bulduğu tip box köşesinde neler var bir bakalım. (zira tek karikatürden bahsetmem yetecek emin olun)
+ keşke monika beluçiyi sitsem (arkadan yıldız geçiyor m.edln-)
demek ki neymiş? kör tuttuğunu öpermiş
+ bu ne? aha monika beluçi la bu! (kör, monika beluçiye sarılmış halde)
....
ee? karikatür bitti efendim hepsi bu. eee? yani ne var bunda şimdi, espiri nerde fatih bey? ha peki ben yığinla dergide yığınla kötü çier-yazar varken neden sadece fatih solmaz'ı eleştiriyorum. çünkü, yıllardır bu piyasada bulunup da zerre gelişmeyen, okuyucuyu montofon yerine koyan başka birisi yok. diğer kötü isimler genelde ya amatörler ya da kadın çizerler(malesef gerçek bu da)
bana öyle geliyor ki, fatih solmaz her hafta köşesi için espiri bulduktan sonra kimsenin ne kadar salakça espiriler bulduğunu anlamaması için dua ediyor ve hani insan sıçtıktan sonra bokuna şöyle bir bakıp da sifonu çeker ya, aynen öyle, kimse görmesin diye unutuveriyor. başka türlü bunları bize mizah diye yutturmasının izahı yok.
diyebilirsiniz, kardeşim sen sevmiyosan okuma? okumuyorum zaten ancak yumurtalar köşesinde karikatürü çıksın diye sabahlara kadar uyuyamayan onca genç aklıma geliyor, fatih solmaz'ın bu halde derginin yaklaşık bir sayfasından fazla yeri işgal edişi aklıma geliyor kızıyorum.