bilim olan aslında din değildir. burada din denerek kastedilen ilahiyat, diğer adıyla teolojidir. ilahiyat özellikle orta çağ skolastik avrupasında 7 temel bilim (astroloji, matematik, retorik,vs*)içerisinde idi ve hatta bazı hristiyan din adamlarınca* bilimlerin kraliçesi olarak adlandırılırdı.
bilim ve din aynı hakikatlere ayrı yollardan erişmeye çalışırken, caner taslaman'ın da dediği gibi aslında birbirleriyle çelişmezler. bizim epistemolojik ve kavrayışsal limitlerimiz bunu böyle gibi gösterebilir. bilim adamlarının büyük kısmında bu sendrom görülür ve bilimde derinleşme ateizme götürebilirken, bir kısım bilimadamları ise buradan tanrı inancına yönelebiliyor.
bilimlerin metodolojisi deney ve gözlemden çıkarken, dinde esasen tanrı nın vahyi gibi bilimle açıklanamayacak olgular vardır. ve tabii mucize mefhumu vardır. yine taslaman tüm mucizelerin aslında milyarda bir ihtimallerle olabilecek şeylerin gerçekleşmeleri yönüyle aslında bilimle açıklanabileceğini* söylese de, hz. muhammed'in miraca çıkması, hz. isa'nın allah'ın izniyle ölüleri diriltmesi en azından şu aşamada bilimle açıklanabilir gibi gözükmüyor.
son olarak; felsefe spekülasyona, bilim fenomenlere, din ise tüm bunlarla beraber vahye dayanır diyerbiliriz.