hiçbirşeyin eskisi gibi olmadığının farkındasın sen de. eskiden cevap verirdim telefonlarına ya da mesajlarına, artık yazmıyorum değil mi? bazen bir dost ortamında karşılaşma ihtimalimizi hesaba katarak "işim var" diyorum. oysa işim yok ve sen bunu da biliyorsun. kızıyorsun içten içe, küfrediyorsun belki, "bu yaptığın yarı yolda bırakmaktır" diyorsun ki haklsın da, ben seni yarı yolda bıraktım. bırakmak zorunda kaldım.
kendi içimde ölçüp tartıyorum bu yaptığımı. hani gerçekten haketmedin ve inan bana çoğu zaman vicdan azabı da duyuyorum. herşeyden önce, iki kuzen olmaktan önce dosttuk biz. çocukluğumuzu, ilk gençliğimizi, yaptığımız bütün salaklıkları, yaptığımız bütün hataları bilirdik. şimdi bile sorsalar "beni ondan daha iyi tanıyan yoktur" derim gözü kapalı. eminim sen de dersin. biz bütün rezilliklerimize birlikte güldük, en önemlisi birlikte büyüdük. hayallerimizi büyüttük. aslında iki farklı noktaydık, iki çok farklı noktadaydık. aynı değildik ama ondan daha önemlisini başarmıştık. biz birbirimizi tamamlayandık.
senden bu kadar uzak durma çabamın sebebini de bilmiyorsun. tüm bunlar için çok kızıyorsun, her karşılaştığımızda sitem ediyorsun. ben aynı klişelerle geçiştiriyorum, gerçek sebebi söyleyemiyorum ama ortalama bahaneler uyduruyorum. sen tüm bunların birer bahane olduğunu biliyorsun ve buna rağmen beni affediyorsun. sonra yaklaşmaya, eski bağları yeniden kurmaya çalışıyorsun ve ben senin önüne bir set daha çekiyorum. şu anki ilişkimizde ben ayıp etmekte ısrar ediyorum ve sen sürekli affediyorsun. kızıyorum bak sana, bu kadar affedici olmak zorunda mısın?
herkese yaptığım gibi sana yalan söyleyemem. yani dedim ya beni en iyi sen tanırsın ve anlarsın sesimin tonundan yalan söylerken. burnunun dibindeyken senden birşey de gizleyemem. yani ya bildiğimi sana söyleyeceğim, ya da mümkün olduğu kadar uzak kalacağım. başka bir yolu yok. gözünün içine baka baka bilmiyormuş gibi yapamayacağım için senden uzak durmaya karar verdim. çünkü biliyorum, gerçekten kaldıramazsın. hayır onu terk edemezsin ama bildikten sonra mutluluk oyununa da devam edemezsin. seni en iyi tanıyan insan da benim, unuttun mu? işte bu yüzden affet beni, uzak kalmaya çalışmamı falan boşver de, senin mutlu olabilmen için de olsa sustuğum için affet beni. *