toplumun en küçük birimi olan ailenin bir arada kalması, uzun yıllar dağılmaması için en önemli olan şeyin para, mal, mülk yani maddi değerler olmasıdır.
şimdi anlatacaklarım tamamen gerçek ve yaşanmış hikayelerdir. sonuna kadar okuyup okumamak size kalmış, sadece biraz içimi dökmek istedim.
neyse efendim, hikayemize başlayalım. olayların başlangıcı bundan 6-7 sene öncesine dayanıyor. o yıllarda küçük dayım** bankadan kredi çekiyor*. daha sonra,
* kredi borcu ödenemiyor.
* 10'larca kredi kartı borcu ödenemiyor.
* akrabalardan borç alınıyor, ödenemiyor.
bu borçların ödenmesi için 2009 yılında dayım 90 bin tl civarındaki bir paraya evini satıyor. ama tahmin edersiniz ki bu para borçların karşılanması için yeterli olmuyor. burada bir parantez açmam gerekiyor sanırsam. öncelikle dayım ciddi bir altılı ganyan fanatiğidir ve ailem içerisindeki genel görüş dayımını altılı ganyanın batırdığıdır. neyse burada dikkat ilginç olan nokta, dayımın evini sattığı yıl içerisinde altılı ganyandan toplamda 100 bin tl. lik bir para kazanmış olması...
bununla birlikte annem, teyzem ve anneannem, dayımın ev satıldığı zaman paranın yarısını karısının hesabına aktardığını ve bu parayla ev aldığını iddia ediyorlar. şaşırmaya başladıysanız hatırlayayım, paranın dağıttığı bir aileye şahit oluyorsunuz...
neyse devam edelim. küçük dayımın bu zor durumda olmasından dolayı o yıllarda özel bir galeride müdür, şu anda ise çanta üretimi yapan büyük dayım, küçük dayıma yardım ediyor. fakat o da nafile. bu yardımdan sonra küçük dayım ile büyük dayım sayısız kere kavga ediyor, bu kavgalara anneannemi, dedemi ve bilumum tüm aile üyelerini bu kavgaya dahil ediyor ve bu meseleler hala günlerce hatta aylarca sürüyor.
--spoiler--
belki önemli değil ama küçük dayımın borç meselesi yüzünden onlarca kez anneannemi ağlarken, dedemi küfür ederken, anneannem-teyzem-annem üçlemesini telefonla konuşurken, 3-5 kere annemi babama, dayıma para vermesi için rica ederken, 2 kere babamla büyük dayımı bu konuyu tartışırken gördüm.
--spoiler--
şu an dayımın borç durumu aynı. fakat bugün ailecek konuştuğumuz konu dayım değil. bu sefer teyzem.
teyzem, 19'unda evlenmiş dünya görüşünün çok farklı olduğu biriyle evlenmiş ve şu an 2 çocuk sahibi bir kadın. eniştem ise daha geçen haftaya kadar istanbul' un merkez semtlerinden birinde bir süpermarket büyüklüğünde bakkalı, yeni deyimiyle marketi olan bir adamdı. marketin bulunduğu mahalledeki herkes eniştemin marketinden alışveriş yapardı, bu yüzden tam manasıyla bir market diyebiliriz. bununla birlikte markette iddaa ve şans oyunları da oynanabiliyordu ki bu da çok büyük bir gelir kaynağı sağlıyordu.
ama geçen hafta marketi devrettiler. bunun nedeni ise günde binlerce liralık ciro yapan marketin onlara yetmemesi ve şu an eniştemin 300 bin tl borcunun olması.
bu tüm aile için çok büyük bir sürpriz oldu. ailedeki büyük dayımdan sonra ekonomik olarak en iyi olarak gözüken teyzemler, büyük bir borç batağına sürüklenmişti. şu an teyzemler,( bir zamanlar can ciğer kuzu sarması olan, 1 ay içinde hem ev, hem araba, hem de yazlık alan teyzemler) avrupa yakası'ndan anadolu yakası'na, bizim evin 2 alt sokağına taşınıyorlar ve anneannem teyzeme anneannemden boşanmasını söylüyor. ama ortada kalacak 2 çocuğu düşünen var mı? yok!
neden?
çünkü eniştemin artık parası yok! para yoksa mutluluk yok! mutluluk yoksa aile yok!
neyse iyi açıklayabildim mi bilmiyorum ama bir ailenin para yüzünden paramparça olmasının hikayesi budur. bir tarafta dayılarım, bir tarafta teyzem, bir tarafta anneannem ve dedem, bir tarafta biz... hepimiz bundan 10 yıl öncesine kadar birbirimize sıkı sıkıya bağlıyken şimdi tabiri caizse para denen o iğrenç şey yüzünden siki yutmuş durumdayız.
siz siz olun, para yüzünden ailenizi, arkadaşlarınızı, sevdiklerinizi üzmeyin, kırmayın. sonra çok üzülürsünüz. tıpkı ileride bizim ailemizde olacağı gibi... tabii onları bunu farkettiklerinde çok geç olacak.
oh be anlattım, rahatladım.
ha bir de unutmadan;
düzeltme: kesinlikle ben tüm suçu paraya yüklemiyorum. sadece dikkat çekmek istediğim mesele, paranın her problemin üzerini örtmesi ve para bitince bütün bu sorunları gün yüzüne çıkartan insanların (ki bu insanlar ailemde bulunuyor) yaptığı yanlış. neyse efendim iyi geceler.