farklı bakmak lazım biraz; ahlakları ve dışa kapalı toplumlar oluşturmalarıdır. hani " biz batının yalnız ahlaksızlığını aldık. " diye bir önerme var. bu önerme ve bu günlerde dahi bu kadar insanı kendi çevresinde toplayabiliyorsa fesimizi önümüze koyup düşünmek lazım.
" batının ahlaksızlığını aldık. " önermesi, yanlıştır neden? çünkü batının ahlakını alabilirsin. batının ahlaksızlığını almak gibi bir şey söz konusu olamaz. batı ahlakı 5 beden büyük gelince, kendi ahlak ölçütlerine dönüp batı ahlakını; etik olmamakla yargılayabilirsin zira bu da komik olur.
her neyse bu saçma önerme bir yana asıl konuya gireyim. batıya bu gelişmişliği sağlayan toplumsal etikleri ve düşünüşleridir. bunu neden söylüyorum? çünkü toplumsal etik ve düşünüş insanları dışa açık ve düşünen bireyler olarak geliştiriyor; böyle bir ortamda sorgulama artıyor, tiplerin yerini karakterler alıyor böylece bir gelişmişlik sağlanıyor.
müslüman toplumlara şöyle bir göz atarsak, burada söz konusu karakter değil tiptir. toplum tipler yaratır; dışa kapalı toplum yapısı ve değer yargıları birey olmaya çalışan birey adayını sarmalar sonuç olarak başarısız bir hayat daha halkaya eklenmiş olur.
peki burada gelişmişlik gelişmemişlik nedir?
batının gelişmilik ölçütü doğu iken, doğunun geri kalmışlık ölçütü batıdır. müslümanlık falan demeyeceğim; genel ayrımın adı doğu düşünüşü ve batı düşünüşüdür bu iki gelenek birbiriyle çatışma halindedir; hint- çin düşünüşü ve yunan düşünüşünü ele alın. her neyse. batı tanımlarken doğu kabul eder. bunu şuradan anlayabilirsiniz. batı doğu geri kalmıştır diye bir yargıda bulunur. doğu da kafa sallar. çünkü doğu dışa kapalı bir zarftır.
peki bu halden nasıl kurtulur doğu toplumu?
eğer ki batıyı gelişmiş görüyorsa, ilk önce ahlak ve düşünce yapısını bir model olarak kendi toplumlarında uygulayacak sonra her şey kendiliğinden gelişecek. bu kadar basit.
