şarkılar sadece hatırlattıklarıyla yer ediyorlar hafızamızda. yani seneler geçse bile biz sadece bir anı hatırlıyoruz. şarkıyı kimin söylediği, kimle söylediği ve yahut klibinin nasıl olduğu önemini yitiriyor biz kendi klibimizi çektikten sonra.
sadece bir an... üç sene önceye ait bir an.bir kadın ve bir adam taksim metrosunda elele ayrılıklarını bekliyorlar. adam mırıldanıyor şarkıyı sevgilisinin gözlerine bakarak. kadın olacaklardan habersiz sadece o anı yaşıyor, mutlu hem de çok. hatta öylesine bir mutluluk ki bu bir daha o kadar mutlu olamayacağının bilincinde. gelen trenin uğultulu sesi bozuyor mutluluğu, ayrılıyorlar.
"benim küçük sevgilim
sen bana neler yaptın
böldün parça parça
onlar bilmez onlar bilmez
bakarlar yüzüme
sanki yoksun gibi
sanki yalanmışız gibi"
son şarkısı oluyor bu şarkı o aşkın.adam gittiği yerden hiç dönmüyor bir daha, kadın da beklemiyor gideni. adam hatırlamaz o anı ama, kadın hiç unutmuyor.birkaç saniye sadece hemen unutulurmuş gibi, ama unutulmuyor. sadece bir an, başka hiçbir şey yok hafızasında gidenden kalan.