the curious case of benjamin button

entry323 galeri
    290.
  1. "hayatında olup bitene sinirlenebilirsin, küfür edebilirsin, kaderine lanet edebilirsin ama sona geldiğinde hepsini unutmalısın."
    hayatı yaşamaya sondan başlamak mı yoksa baştan sona gitmek mi? çoğu zaman hepimiz ilerde şöyle yapıcam bunu alıcam şuraya gidicem der dururuz ama yaşadığımız anda o hayallere karşı pek bir çaba sarfetmeyiz. "herkes cennete gitmek ister ama kimse ölmek istemez" sözünde olduğu gibi hep bir hayalin peşinden koşarız çoğu zaman. acaba bizde yaşlı doğsaydık her şeye vakıf olup her şeyi görmüş geçirmiş olarak gençliğe doğru ilerleseydik. acaba nasıl olurduk. benjamin button o yaşlı haliyle ve verdiği yaşam mücadelesi ile gönlümüze taht kurdu. onun o yürümekte dahi zorluk çektiği anlarda hepimizin kemikleri onunla beraber acıdı. o yavaş yavaş gençliğine dönerken sanki biz geri kalan hayatımızı ona vermişiz gibi hissettik. sevdiği kızı bir yerde bırakıp başka umutlar peşinde giderken, para için sefere çıkıp yaşadığı o zorlukları izlerken içimizdeki şefkatle "bu hayat ona göre değil" dedik hep. ama gelip gelen yine zaman ve kader oldu. o'na bu hayatı veren verdiği gibi alma zamanı geldiğinde sevdiği kadının kollarında o'na sonsuzluğu yaşattı. eminim çoğumuz o sahnede onların yerine kendimiz olmayı istedik. böyle bir hayattı o'nun ki. yaşandı ve bitti. zorluklar aşıldı, her ne olursa olsun kader denilen şey çizgisini bozmadı ve olması gereken şey oldu, ecel geldi kapıya. gönlümde taht kuran bu filmi de mutlaka izlemeli arşiv olarak saklamalısınız. sıradışı bir öykü, sıradışı yaşam. " - çok gençsin - sadece dışarıdan.." işte filmin özeti bu cümle.
    0 ...