yalandan kim ölmüş?
öyle değil mi?
biri var badem bıyıklı, bizim gibi belki saçı var, boyu var ne bileyim ailesi var. ama onun bir farkı var o başbakan ve cumhurbaşkanı olmak istiyor ya da kendisi gibi birini geçirip * yoluna devam edecek.
bu kişi sinirli biraz, pek biraz da sayılmaz.. oldukça asabi, canı sıkılmış, vatanı için, halkı için uğraşıyor, kolay değil tabii..
halkı için uğraşırken bu insan, aynı zamanda birileri de dağlarda bir yerlerde işte, askerliğini yapıyor ve bu sırada emperyalizmin her yönüyle örgütlediği bir örgüte ait teröristlerle karşı karşıya geliyor ve vuruluyor, sakat kalıyor, geleceği yok oluyor, ölüyor, ölüyor, ölüyor..
ölen bu insanlar için ülkenin başbakanı olan zat "kelle" diyor. bölücü örgüt'ün başı olan kişi ile kendi arasındaki farkı vurgularken "ama o kelle aldı" diyor.
tdk'ya göre kelle; Koyun, kuzu ve keçinin pişirilmiş başı
kelle bu durumda küçük baş hayvanların küçücük, değersiz, önemsiz "baş" kısmını tanımlarken kullandığımız bir sözcük oluyor.
bu tanımı yapan "başbakan"! biz bile burada sözlüğe iki kelime yazacağımız zaman yazdıklarımızı kontrol ediyoruz, bir daha okuyoruz "tamam" demeden önce. bırak öğretmenini, müdürünü, komutanını arkadaşınla bile konuşurken eğer "ciddi" bir konu üzerine yorum yapıyorsan söylediklerine dikkat edersin. yalan mı? sormak lazım başbakan'a imf ile, bush ile, merkel'le, berlusconi ile dikkat ediyor musunuz?
bütün söylediklerini geçtim, bütün yaptıklarını, sabıkalarını, ülkeyi getirdiği durumu her şeyi geçtim artık. bu nasıl söylenebilir? bu nasıl bir karakterdir? "ananı da al git" dediğinde "bunu nasıl söyler bir başbakan" dedik, bu onu da geçti.
bu durum bile savunulabiliyor, "mantıklı" bir yorum getirilmeye çalışılıyor hala! "Hapisten yeni çıkmış o dönemde, stresli, üstüne varmayın, hassas bir kişiliği var"...
kendisi de büyük sorunlar açmıştır ülkenin başına ama ne olursa olsun kendisi ile ülkenin gelmiş geçmiş en büyük sorunlarından biri olan, onbinlerce vatandaşımızın ölmesine neden olmuş bir sömürü uşağı, bebek katili, bölücü, gençlerin hayatını karartan, son 30 yılın içine etmek için her pisliği yapmış bir adamı kendisi arasındaki farkı belirtmek için "o kelle götürdü" diyor.
misketleri ütülmüş, canı sıkkın, annesine sızlanan, ağlamaklı bir ilkokul çocuğu değil burada bahsedilen..
"sayın" demesi bu denli önemli olmazdı, konuşmayı yapan zeki müren olsaydı örneğin. ama önceki örneklerden de biliyoruz; "kaşarlanmış öcalan", "ananı da al git öcalan", "artizlik yapma apo", "üç nokta korum öcalan" dediğini duymadığımız başbakan, öcalan'a "sayın" demiş..
stresli olduğu durumda, çiftçiye; "lan ananı da al git"
stresli olduğu durumda, bölücüye; "sayın", askere "kelle"
ama hala savunuyorlar.. öyle yapmadı ya da öyle demek istemedi.. görüyorsun ya adiloş bebe.. tanı bunları, tanı da büyü.. *