yahudi ırkının lanetlenmesini başlatan süreçtir. mısır'da firavun'un zülmünden kurtulunca hz. musa efendimizin şeriatıyla başbaşa kalan israiloğulları, hz. allah c.c.'nin emirlerine pervasızca karşı gelmeye başlar. o kadar pervasızlardır ki hz. musa efendimiz tur dağına çıkıp ilahi emirleri alırken "musa çok gecikti, anlaşılan getireceği şeriati hükümler bize ağır gelecek en iyisi biz kendimize altından bir buzak yapıp tapmaya başlayalım" diyecek kadar ileri giderler.
hz. musa efendimiz geri dönünce "nedir bu buzak heykeli" diye sorunca da, israiloğulları "senin gelmen çok gecikti biz de kardeşin harun'dan rica ettik bize altından buzak heykeli yaptı ve bize dedi ki -işte sizin tanırınız budur, buna tapın-" diyerekten hz. harun efendimize de iftira atmışlardır. tabii bunu duyan hz. musa efendimiz hz. harun'un sakalını tutar "sen mi bunlara buzağa tapın diye emrettin" diye hırpalamaya başlar ki hz. musa efendimiz biraz sinirli ve cabbar bir kişidir, hz. harun efendimiz "ey anamın oğlu saçımı sakalımı bırak ben bunlara böyle bir şey emretmedim kendileri bu heykele tapınmaya başladılar" diyerek hz. musa efendimizi yatıştırmaya çalışır. hz. musa efendimiz sakinleşir ve kardeşini rahat bırakır ve israiloğullarına çok ağır laflar eder, tövbe etmelerini söyler. israiloğulları tövbe eder ve tövbeleri kabul olur lakin ondan sonra bu tövbe defalarca bozulacak başlarına türlü türlü ilahi felaketler gelecektir. heryeri kurbağalar mı basmaz, sular kana dönüp içilemez hale mi gelmez, gökyüzünden çekirge orduları mı yağmaz daha neler neler...
hz. musa efendimizle firavuna gidip "allah'tan başkasına tapma, kendini ilah sanma" diye gönderilen hz. harun'a "altından buzak yaptı, ilahınız bu diye bize tapmamızı emretti" diye iftira atmaları israiloğullarının ne kadar yalancı ve düzenbaz olduklarını çok güzel gözler önüne seren süreçtir bu süreç